3"Ex Adrian."

6.8K 470 637
                                    

Linda gözlerini kısmış ve Draco'ya bakmıştı. "Senin bir sevgilin var, biliyorsun değil mi?"

"Şimdi mi düşünüyorsun bunu? Yemek salonunda beni izlerken sevgilim olduğu aklına gelmemiş miydi?"

"Yanlış görmüşsün, sana falan bakmıyordum. Bekle burada, döneceğim."

Linda, Draco'yu bırakmış ve erkekler yatakhanesine doğru ilerlemişti. Kapıya birkaç kez tıklatmışsın fakat açan olmamıştı, en sonunda tahta kapıyı ittirmişti. Tahmin ettiği gibi, kapı kilitliydi ve asası yanında değildi. Tam birkaç basamak indiğinde kapının gıcırdılı açılma sesini duymuştu ve kapıya doğru kafasını çevirmişti. Kapıyı açan kişi Adrian Puceydi.
Siyah dağınık saçları, beyaz teni uzun ve atletik vücuduyla bütün Hogwartsın hayaliydi. Tabii aynı zamanda da Linda'nın eski sevgilisiydi.

Adrian kapıdaki kişinin Linda olduğunu görünce elleriyle saçını karıştırarak saçlarını düzeltmeye çalışmıştı. "İyi misin, bir sorun mu var?"

"Evet, iyiyim. Bir şey rica etmek için gelmiştim aslında. Draco.. ortak salonda ve sarhoş, sabah birisi görürse profesöre söyleyebilir. Onu yatakhane'ye götürür müsün?"

Adrian birkaç saniye yere baktı. "Düşündüğü ya da istediği şeyin bu olmadığı çok belliydi." Ardından kafasıyla onayladı. Tahta kapıyı hafif bir boşluk kalacak şekilde çekti ve Linda'yı takip etti. Ortak salona indiklerinde Adrian yüzünü ekşitmiş ve kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı.

"Pencereler açılmıyor, bu koku buradan nasıl çıkacak?"

Draco çoktan deri koltuğun üstünde sızmış, boynu yere eğik bir şekilde uyuyordu. Adrian derin bir iç çekti ve Draco'yu karnından tutarak hızlıca omzuna attı. Adrian hızlıca Draco'yu erkekler yatakhanesine götürürken Linda da etraftaki şişeleri ve bardağı kaldırıyordu. Tahta masanın üstünde hala yanan, bitmek üzere olan mumları da üflemiş ve ayağa kalkmıştı. Tam yatakhanesine gideceği sırada Adrian'ın seslenmesiyle durmuş ve arkasını dönmüştü. Arkasını döndüğünde Draco'nun hala omuzunda olduğunu fark etmişti.

"Neden yatırmadın onu?"

"Çünkü kapı kapanmış ve içeridekileri uyandırırsak muhakkak birisi öğrenir."

Omzundaki Draco'yu büyük, deri koltuğa koymuştuş ve omuzlarından yukarıya doğru çekmişti. Linda ise yanlarına gelip bacaklarını koltuğa koymuştu. İkisi de yorgun bir biçimde kendilerini buldukları ilk koltuğa atmışlardı. Bir süre süren sessizliği bozan kişi Linda olmuştu.

"Özür dilerim, seni de uykundan ettim."

"Sorun yok Liana. Aynı binadayız, birbirimize yardım etmek zorundayız."

Linda, Adrian'ın ona "Liana" demesiyle kafasını koltuktan kaldırıp ona çevirmişti. Liana, Linda'nın ikinci adıydı ve Adrian ile çıktıkları zaman Adrian'ın kullandığı isimdi. Öyle ki bu isimi Adrian'dan başka kullanan yoktu. Aklına eski zamanlar gelmişti, sanki bir film şeridi gibi anıları aklında canlanmıştı. Bu düşüncelerden arınıp, anı şeridinin içinden çıktığında Adrian'ın çoktan uyumuş olduğunu fark etmişti. Oturduğu sıcak koltuktan kalkmış. Yanındaki battaniyeyi alıp Adrian'ın üstüne örtmüş, alnına gelen saçlarını çekmişti. Tam bu sırada Linda arkasını döndüğünde Draco yattığı yerden kalkmış ona bakıyordu.

"Sen, ben ve Adrian, neden ortak salonda yatıyoruz?"

"Çünkü sarhoştun, ben de seni götürmesi için onu çağırdım sonra da kapı kapandığı için burada kaldınız."

Draco kafasını birkaç kez arkaya vurdu. Oturduğu yerden dengesini zar zor sağlayarak kalktı ve Adrian'ın omzuna vurdu.

"Kalk ve benimle gelin."

Adrian, sersem ve uykulu bir şekilde önce Draco'ya sonra ise Linda'ya veya Liana'sına.. baktı. Koltuktan kalktı ve Draco'yu takip etti. Yeşil ışığın vurduğu erkekler yatakhanesi koridorunda, tahta kapının önünde durdular. Draco asasını çıkarttı ve gösterdi.

"Bakın, bu asa ve siz büyücüsünüz. Alohomora."

Kapı kilidinden birkaç ses geldi ve tahta kapı gıcırdayarak açıldı.

"İkinizin zekasının bir Draco Malfoy edememesi son derece üzücü, iyi geceler."

Küstahlığı Adrian'ı sinirlendirmişti.
"Şuna bak, yarım saattir onun için uğraşıyoruz ama onun küstahlığına bak! Sanki asamız vardı da biz kapıyı açmadık."

Linda yere bakıyordu, cübbesinin cebindeki asayı yavaşça çıkartıp birkaç kez salladı. Adrian gözlerini kapattı ve hafifçe güldü, Linda da ona eşlik etti.

"Keşke onu orada bıraksaymışız... yardımın için teşekkür ederim Adrian."

"Senin için, her zaman."

Linda yeşil ışıklı koridordan çıktığında Adrian kapıyı kapatmıştı. Linda ise ortak salonda saate bakıyordu. Zaten güneşin doğmasına birkaç saat kalmıştı. Uyumak da istemiyordu. Ortak salondan kızlar yatakhanesinin olduğu koridora doğru ilerledi ve kapıyı hafifçe ittirip ses çıkartmadan içeri girdi. Güneşin ışıkları içeriyi görebileceği kadar aydınlatıyordu. Dolabından formalarını almış ve üstüne giymişti. Komodininden saç fırçasını almış, saçlarının uçlarını yağlayarak onları taramıştı. Bir süre hazırlandıktan sonra yanına bugün gireceği iksir dersinin kitabını aldı ve tahta kapıyı sessizce çekerek yatakhaneden ayrıldı. Ortak salona geldiğinde biraz göz gezdirdi.

Yeşil perdeler ve ışıklar, mum şamdanları ve deri koltuklar. Oldukça karamsar bir havası vardı, tabii bunu pencereden baktığınızda batan gemileri gördüğünüzde de anlayabilirdiniz. Büyük kapıyı açtı ve arasından sıvışarak çıktı.

"Bu kapı gerçekten de oldukça büyük.. ve ağır!"

Kapıdan çıkıp zindana ulaştığında hiç sevmediği, son derece tozlu merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başlamıştı. Yemekhaneye doğru ilerlemiş ve masalardan birisine oturmuştu. Kendine biraz balkalabağı suyu ve bir iskoç yumurtası almıştı. Tam yiyeceği sıradan birisinin omuzuna dokunmasıyla arkasını dönmüştü.

SON

merbaynn asklarim bu yazim sekliyle devam etmeyi planliyorum, siz ne dusunuyorsunuz? son olarak Adrian Pucey yakisikliligi diyip gitmek istiyorum...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 18, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

𝙬𝙤𝙪𝙣𝙙𝙨, 𝙨𝙘𝙖𝙧𝙨 𝙖𝙣𝙙 𝙮𝙤𝙪 | 𝘿𝙧𝙖𝙘𝙤 𝙈𝙖𝙡𝙛𝙤𝙮Where stories live. Discover now