9

3 0 0
                                    

"  Yaralar dürtülerle iyileştirilemezdi. Aslında hayır, hiç iyileştirilemezlerdi. Dikiş atılarak kapatılmaya çalışılırsa, dikiş izi kalırdı. Pansuman yapılıp kendiliğinden geçmesi beklense, yine yara izi kalırdı. Görmezden gelinse, açık bırakılırsa; sadece yara değil, etrafı da kanlanırdı. Yarasız kalan saf tarafları iki yüzlü insanların hala dokunamadığı, dikenlerle kaplı parmak uçlarının temas etmediği saf taraflar da yavaşça kanlanırdı. 

  Yani bir yara asla iyileştirilemezdi. Sadece görünmez yapılabilirdi. Hain insanların yaptığı masum yaraları görünmez yapmanın iki yolu vardı.

Ya yaranın üzerine yaralar eklenirdi, ta ki ilk yara görünmeyene kadar.

Ya da, yarayı koruması altına alacak, güçlü, kalın sargı bezleri sarılırdı.

O hangisini yapmalıydı.."

-aotearoa/abraxas   / 03.09.16

" Uzun beyaz bulutların ülkesi; Aotearoa

İsmimi ve benliğimi geride bırakıp, tutacağım ruhumun kilitlenmemiş valizini. Ama bu sefer ağır olmayacak yüklerim. Siyahımı temizleyecek beyaz ile yükseleceğim bulutlara.

Ama kafamın içindeki seslerin yine paçalarıma yapışacaklarını biliyordum.

Sonuçta her beyaz en geç kirlenir.."

-aotearoa/abraxas / 07.09.16

  Aoteaora (umarım ismini doğru yazıyorumdur) bağlandığım ve bir bakmışım yok olan kitaplardan biridir. Yazar Aoteaora ve Abraxas olarak iki kitap yayınlamıştı birbirinin devamı ikisinin de beynimi yakan tarafları çoktu. O zamanlardaki karanlık ve iç karartıcı kişiliğimle uyumlu görüyordum bazı dizeleri öyle ki buraya yazdığım cümlelerin çoğu senelerce süsledi whatsapp durum yazılarımı, duvarlarımı.. Yazar nerede kitaplar nerede hiçbir fikrim olmamakla birlikte yapabildiğim tek şeyin arada defterimi açıp bu alıntıları okuyarak bu müthiş chanbaek kurgusunu unutmamaya çalışmaktır. Kendi başına müthiş ve kendine özgü bir kurguya sahip olmakla birlikte, devam kitabı olan Abraxas çok ayrı bir boyuttaydı. İkisinin de hem birbirine bağlı hem de birbirlerinden farklı kurgulanması...









Alıntı DefterimWhere stories live. Discover now