~8~

284 21 76
                                    

Yeni bölüm geldiiii!

Umarım beğenirsiniz! 

Medyayı ben editledim ve yapmam saatler sürdü lütfennnn yorum yapıınnnn! <3

Bol bol yorum bekliyorummm.

Her neyse uzatmıyorummm

İyi okumalar!

-----------------------------

Bölüm Şarkısı: Lewis Capaldi - Hold Me While You Wait



"Ah! Draco dikkatli olsana!"

"Sana oradan badanacı gibi mi görünüyorum Granger! Ufak hatalarım olabilir." 

"Saçıma boya tenekesini düşürmen ufak bir hata değil!"

"Of, peki Bayan Mızmız. Özür dilerim."

"Özrünüz kabul edildi Bay Malfoy."

İkisi de kıkırdadıklarında, ellerindeki fırçaları duvara sürtmeye ve siyah duvarı beyaz boyayla kaplamaya devam ediyorlardı.

Neden mi?

Draco'ların malikanesi çok büyük ve oldukça geniş olduğundan, anlarsınız ya, bu odada yaramazlık yapmaları daha kolay olduğundan zamanlarının çoğundan fazlasını burada geçiriyorlardı.

Fakat Hermione her zamanki gibi inat etmiş ve duvarların renginin içini kararttığını ve beyaza boyamaları gerektiğini söylemiş fakat Draco, bunu kesin bir dille reddetmişti. Ardından ise bir orta noktada buluşmuşlar ve sadece tek bir duvarı beyaza boyamaya karar vermişlerdi.

Zaman geçmiş ve saatler sonunda boyama işlemi bitmişken, ikisi de geri çekilmiş ve ellerini bellerine koyarak eserlerine bakmışlardı.

Acemice boyandığı belli olan duvarlar yine de güzel görünürken ikisi de gülümsemişti.

Birden flaş patladığında, Hermione korkuyla sıçramış ve Draco'ya dönmüştü. Genç adam elindeki fotoğraf makinesinden çıkan kağıda bakarken yüzüneki gülümsemeye engel olamıyor ve hayranlıkla fotoğrafı inceliyordu.

Fotoğrafı kıza da gösterdiğinde, kız da kahkahalara boğulmuştu. Saniyeler önce çekilen fotoğrafta Hermione dudağını ısırıyor ve kızarmış yanakları ve dağınık bir topuz şeklinde olan saçlarına eşlik eden burnunun ucundaki ve alnındaki beyaz boyayla gülümseyerek duvara bakıyordu.

Bir süre bu fotoğrafa gülmeye devam ettiler. Fakat aniden gözlerine çarpan ve masanın üzerinde durmakta olan fotoğraf albümü ikisinin de dikkatini çekmişti.

Aynı anda birbirlerine döndüklerinde ikisi de sırıtıyordu.

"Sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?"

"Sen ne düşünüyorsun?"

Genç kız neşeyle ellerini çırptı ve çocuğun yanağına bir öpücük kondurduktan sonra neşeyle konuştu.

"Hadi yapalım şu işi!"

***********

"Anne!"

"Hermione!"

Hızla kollarımızı birbirimize doladık ve sıkıca sarıldık.

Onu o kadar özlemiştim ki.

"Hadi gelin, içeri geçin."

İçeriye girdiğimizde koltukta oturmuş Cedric'e garip bakışlar atan babamla karşılaştım. Onu bir süre baştan aşağı süzdükten sonra ayağa kalkmış ve elini sıkması için uzatmıştı. Cedric'le tokalaştıklarında yüzünde memnuniyetsiz bir ifade olan babam Cedric'in gerilmesine neden olmuştu.

Let Her Go // Dramione AUحيث تعيش القصص. اكتشف الآن