4

110 16 3
                                    

Lucas yol boyunca sadece o büyük gamzeyi düşünmüştü. O çukura parmağını sokmak istiyordu. Kızın gamzesi aklına küçükken yaşadığı bir olayı getirmişti.

Küçükken oynadığı bir kız vardı. Adını hatırlamıyordu ama kocaman bir gamzesi vardı. Annesiyle her onlara geldiğinde kızı güldürür ve gamzesine bakardı. Bir kere gamzesine parmağını sokmuştu. Ama fazla derine soktuğundan kızın dişlerinden biri çıkmıştı.

Kız gülüp ne kadar sallandığını ve düşeceğini söylese de Lucas kendini suçlu hissediyordu. Artık onlara geldiklerinde sadece oyun oynuyorlardı.

Kızın bir gün ona adını sorduğunu hatırlıyordu. O zamana kadar adlarını bilmeden oynamışlardı. Lucas adının Yukhei olduğunu söylediğinde kız adını söyleyememiş ve ona Lucas demişti. Adı oradan geliyordu ve bu zamana kadar öğretmenleri dışında kimse ona Yukhei dememişti.

"Hey, evinin önündeyiz."

Omzuna dokunan elle kafasını camdan kaldırdı ve koşarak servisten indi. Ne zaman evine geldiğini anlamamıştı. Bahçenin kapısını açtı ve tek omzuna taktığı çantasını düzeltti.

"Hey."

Lucas duyduğu sesle arkasına döndü. Gözlerini büyüterek ona doğru gelen kıza baktı.

"Ya! Seni var ya! Evime kadar takip mi ettin beni? Sapık mısın? Biliyorum yakışıklıyım ama bir daha böyle şeyler yapma. Anladın mı beni ufaklık? Bir daha da okuluma gelme. O üniformayı kimden aldıysan artık..."

Yu Jin, Lucas'ın yanından geçip arkasında olan dedesine sarıldığında Lucas'ın suratındaki şaşkınlığı görmüştü. Dediklerinin hesabını sonra soracaktı.

"Okulun nasıldı? Yemek yedin mi? Eve geçelim de sana güzel bir yemek yapayım. Lucas! Sen de gel. Peynir topu yaparız."

Yu Jin gözlerini devirdi ve dedesinin yanağına bir öpücük bıraktı. Ardından ise apartmanın kapısını açtı ve içeri girdi. Dışarıdan gelen sesler hala duyuluyordu. Bu sayede Lucas'ın teklifi geri çevirdiğini duymuştu. İçinin rahatladığını hissediyordu.

Onu ilk gördüğünde kalbi teklemişti. Adını da bir yerden anımsadığını hissediyordu. Bunu fazla düşünmedi ve anahtarları çantasının ön gözünden çıkardı.

Dedesi bir sürü anahtar vermişti ona. Ama hangisinin evin kapısını açtığını söylememişti. Yu Jin tüm anahtarları tek tek denemeye başlamıştı.

Bir süre sonra anahtarları sinirle yere attı. Hiçbiri olmamıştı.

"Anahtarı deliğe yan sokman gerekiyor."

Lucas yerdeki anahtar destesini aldı ve Yu Jin'e doğru ilerledi. Yu Jin ise apartman kapısının açıldığını duymamıştı bu yüzden Lucas'ı karşısında görünce şaşırmıştı. Lucas'ın çantası yanına doğru sarkıyordu ama bunu dert etmedi. Elindeki destede kapıyı açan anahtarı buldu.

Çantasından kalemliğini çıkardı ve içinden siyah keçeli kalemini seçti. Anahtarın üzerine 'Y ve K' harflerini yazdı ve Yu Jin'e uzattı.

"K, Kim'den geliyor, senin soyadın. Y ise benden. Şimdi anahtarını daha rahat bulabilirsin."

Lucas merdivenlerden yukarı çıkmak üzereyken bileğinde ufak bir el hissetti. Eli bileğini tam kaplayamıyordu bile. Lucas gülmemek için kendini zor tuttu. Onun için bu tür davranışlar fazla şirindi.

Yavaşça arkasına döndü ve ona kocaman gözlerle bakan küçük kıza baktı. Onu içeri davet edeceğini düşünüyordu. O yüzden gülümsemesini durduramıyordu. Yu Jin ağzını açtığında dikkatle onu dinlemeye koyuldu.

"Peki Y ne? Senin adın Lucas değil mi?"

Lucas ufak bir hayal kırıklığına uğrasa da bunu belli etmedi. Bileğini küçük elden kurtardı. Yu Jin ise ne yaptığını yeni fark etmiş gibi Lucas'a baktı ve özür diledi.

"Yukhei. Adımın baş harfi. Ayrıca senin de adın Y ile başladığı için soyadını kullandım. Şimdi evime gidebilir miyim?"

Yu Jin bir adım geri çekildi. Adını anlamamıştı.

"Yuhkei mi dedin sen? O nasıl bir ad?"

Lucas güldü ve merdivene oturdu. Aklına o küçük kızın söyleyişi gelmişti. Tıpkı onun gibi söylemişti.

"Yuhkei değil. Yukhei. Aklıma küçük bir arkadaşımı getirdin."

Yu Jin güldü ve kapıyı açtı. "Lucas demesi daha kolay." Ardından içeri girdi. Lucas da ayağa kalktı. Yu Jin o küçük kıza fazlasıyla benziyordu ve bu ona bir anda ısınmasına neden olmuştu. Ta ki peynir toplarını hatırlayana kadar.

"Bir de... bugünü telafi etmek istiyorum. Dedemin yapacağı peynir toplarından yemek ister misin?"

Lucas güldü ve hızlıca çıktığı iki merdivenden aşağı indi. Yu Jin kenara çekildi. Bu sırada dedesi de merdivenlerden çıkmış ve içeri girmişti. Lucas güldü ve Mr. Cho'yu takip etti. Yu Jin'le aralarındaki tüm sorun bir anda çözülmüştü.

Cheese boy| lucasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin