iv

406 51 74
                                    


uyarı: bu bölümün içeriğinde smut ve tetikleyici olabilecek izinsiz cinsel ilişki unsuru var, eğer bunlardan rahatsız oluyorsanız lütfen bu bölümü geçin.

Tendou odasına döndükten sonra bir süre en sevdiği mangayı okumuş, cumartesi akşamının sıkıcılığı hakkında kendi kendine homurdanmış, biraz hayal kurmuş ve  yatmaya karar vermişti.

Semi'nin partilere gittiği günlerden nefret ederdi. Odaya geç döner ve alkol, kusmuk ve esrar kokarak gelirdi. Bazen ise hiç dönmezdi bile. Bazı zamanlarda bu kokuya tanımadığı kadın parfümleri karışırdı, en çok bu üzerdi Tendou'yu. Semi'nin onu ne kadar sevdiğini, o kızlara yanaşmayacağını çok iyi bilirdi ama insanlar kötü niyetliydi. Onun Semi'sinin alkollü oluşunu kullanmaya çalışacak insanlar vardı.

Ama buna üzüldüğü zamanlarda Semi'nin sözleri gelirdi hep aklına. Semi aklını asla kaybetmezdi içtiğinde. O kaşarlara yüz vermezdi. Çünkü Semi'nin kalbinde sadece Tendou'su vardı. Tendou bunu biliyordu. Yine de Semi'nin alkol kullanmasını sevmezdi. Semi'nin babasını bu yüzden kaybettiğini biliyordu. Semi'yi kaybetmekten korkuyordu.

Ama bunu Semi'ye söylediği zamanlarda Semi ona kızardı. Ona karışmamasını tembihlerdi. Tendou da kabul ederdi bunu, çünkü biliyordu ki Semi ona asla yanlış bir öğüt vermezdi. 17 yasında olmasına rağmen Semi oldukça akıllı biriydi. Tendou'nun aksine iyi biriydi de. Hep böyle derdi.

Tendou o kadar katı yurt kurallarına rağmen Semi'nin nasıl böyle istediği zamanlarda girip çıkabildiğini de merak ediyordu. Shiratorizawa Akademisi oldukça katı bir okuldu. Semi'ye bunu sorduğunda Semi ona işine karışmamasını söylemişti. Tendou ise işine karıştığı için kendine kızıp bu konuyu bir daha merak etmemeye karar vermişti.

Tendou Semi'nin yine geç geleceğinin bilinciyle uyumaya karar vermişti. 

Gece 2'de kapının sertçe kapanma sesine uyandığında uyuyalı çok olmuştu. Gözlerini zorlukla açtığında odanın içinde yalpalayan Semi'yi görmüştü. Bir hışımla ayağa kalkıp Semi'yi tuttu. Yatağa oturmasına yardım ettikten sonra gevşemiş kravatını çıkardı.

Semi ellerini Tendou'nun boynuna koyup "Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi Tendou?" dedi. Tendou biliyorum dercesine kafasını sallarken Semi dudaklarını bir hışımla Tendou'nunkilere bastırdı. Tırnaklarını Tendou'nun sırtına geçirirken onu olabilecek en hızlı şekilde öpüyordu. 

Geri çekilip Tendou'yu yatağa yatırdıktan sonra kemerini açmak için ellerini serbest bıraktı. Gözlerinde parlayan alevleri gördüğünde Tendou "Seni alkollü görmeyi sevmediğimi biliyorsun Semi Semi." dedi ağlamaklı bir sesle. Semi bir anlığına yerinde donup kaldı. İfadesiz yüzü gözlerindeki alevlere yaraşır bir hal aldı ve Tendou'ya tokat attı.

Tendou şaşkınlıkla aşık olduğu çocuğa bakıyordu. Bu odanın dışında bunu defalarca yapmış olsa da odanın içinde ona asla vurmamıştı. Bu oda ilk kez onu korumamıştı.

Semi gözü dönmüş bir şekilde "Sen de bana Semi Semi demeni sevmediğimi biliyorsun Satori." diye tısladı.

"Senin gibi bir ibne bana neyi yapıp yapamayacağımı söylüyor. Şaka gibi.. Sen kendini ne sanıyorsun anlamıyorum. Canavarın tekisin sen. İğrenç bir yaratıksın Tendou. Tanrı sana beni verdiği için ona her gün dua etmelisin. Öz baban bile senden tiksiniyor Tendou. Senin sadece Eita Semi'n var. Başka kimsen yok. Senin tek arkadaşın ve ailen benim. Benden başka kimsen olmayacak Tendou. Kimsen, anlıyor musun beni?"

 Tendou bu sözlerin üzerine gözlerinin dolmasına engel olamadı. Semi istediği zamanlarda onu nasıl kıracağını çok iyi biliyordu.

Semi, Tendou'nun yüzüne bakmayı kesip kemerini çıkarıp yatağın dışına fırlattı. Tendou'nun altındaki eşofmanı bir hışımla çıkardıktan sonra Tendou'yu belinden tutup kendine doğru çekti. Tendou gözlerindeki yaşların akmasına izin verirken boğuk bir şekilde "Ca... Canımı yakıyorsun." dedi. Gri saçlı çocuk gözlerini Tendou'nun yüzünden alt taraflara doğru kaydırdı. Tendou'nun aletine iç çamaşırının üstünden elleyip kulağına "Alt tarafların öyle demiyor." diye fısıldadı.

Bu cümleden sonra Semi'nin yüzündeki alevler geri çekildi. Tendou'nun gözündeki yaşları bir eliyle silip öbür elini sertçe ileri geri yapmaya başladı. Tendou devam etmek istemiyordu ancak sanki dili tutulmuştu. Tek kelime edemiyordu. Semi'nin az önce vurduğu yanağı da acıyordu ayrıca.

Semi Tendou'nun iç çamaşırını yere fırlatıp dilini onun aletine doğru yavaşça yaklaştırdı. "Bunu senin için ilk kez yapıyorum." dedi sanki bu yaptığı bir lütufmuşçasına.  Bir süre dilii orada gezdirdikten sonra Tendou'nun gönlünü aldığına inanmış olacak ki pantolonunu çıkarıp aletini yavaşça içeri soktu.

Tendou acıyla titrer ve dudaklarını ısırırken Semi yüzlerini aynı hizaya getirerek yüzünü öpmeye başladı. Tendou bir şeyler söylemeye çalışıyordu ancak kelimeler ağzından çıkmıyordu. Derin bir nefes alıp tüm enerjisini topladıktan sonra söylemeyi başardı. "S..emi. L..lütfen. Canım acıyor."

Semi küstahça bir gülümsemeyle kafasını sallayıp vücütlarını birbirinden ayırdı. İç çamaşırını giydi ve dolaba yöneldi. Dolabından eşofmanını çıkardı ve sanki bunu yapmadan önce yaptığı şey oldukça normalmiş gibi bir ifadeyle girdi. Tendou'nun yataktan kalkmadığını gördüğünde "Üstünü giymelisin Tendou-kun. Abartılacak bir şey yok, hem boşalmadım bile." dedi gülerek. 

Tendou gözünden hala yaşlar akarken kafasını salladı ve üstünü giydi. Kendi yatağına geçtiğinde Semi de çoktan yerine yatmıştı.

"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi Tendou? Seni bu dünyada kimse benim kadar sevemez."

Tendou bir şey demeden arkasını dönüp yattı.

O gece ağlamaktan gözleri acıyana kadar sessizce ağladı ve uyudu. Satori Tendou o gece ilk kez Tanrı'nın ona uzattığı gül Eita Semi'nin dikenleri olduğunu farketti.

roses and thorns | 𝘶𝘴𝘩𝘪𝘵𝘦𝘯Donde viven las historias. Descúbrelo ahora