2

230 18 3
                                    

"Gelme!" diye bağırdım...

Artık lokantadaki herkes yemek yemeyi bırakmış, olan biteni izlemeye koyulmuşlardı...

"Jeongyeon!" dedi Jimin... Korku ve pişmanlıkla dolu bakan gözleri dolmuştu...

Pişmanmışçasina bakıyordu gözlerime, belki o da bir yalandı ama ben inanmayı seçmiştim...

"Jimin..." dedim, ağlamaya başlamıştım, "Lütfen git buradan..."

Onu affetmem için yalvarırcasına bakıyordu gözleri...

"Jeongyeon, Lütfen beni dinle..."

"Dinliyorum..." dedim gözyaşlarımı durdurmaya uğraşarak...

O an neden bunu demiştim, bilmiyordum. Söyleyecekleri hiçbir şey ifade etmeyecekti, yalan söyleyecekti biliyordum...

Ama yine de duymak istemiştim...

Belki de inanmak istemiştim ona...

Bilmiyordum...

Gözlerimin içine bir kez daha baktı, ardından bakışlarını yere çevirdi. Bakışları her şeyi açıklıyordu, ama sözlerini bekledim... Bir şey demesini, her şeyin bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu söylesin istedim...

Ağzından çıkacak tek kelimeye muhtaçtım...

Yüzüme tekrardan baktı ve, "Özür dilerim..." dedi.

Yalnızca özür diledi.

Gözyaşlarım hızlanmıştı. Artık beni tutacak hiçbir şey yoktu... ağlıyordum... Sonsuza dek de ağlayacaktım.

fire|jeongminWhere stories live. Discover now