Bölüm 3

1 3 0
                                    

Alex'in ağzından;

Başımdaki şiddetli ağrı sayesinde uyanmıştım,
Birazda insanların fısıltıları sayesinde aslında .
Sabah olmuşmudu olmamışmıydı bir fikrim yok açıkcası fakat herkes uyanmıştı.
Acaba bu sınavı geçebilicekmiyim?
Ölüm ve yaşam arasındaki bu ince çizgi de yürümeyi başarabilecekmiyim?
Kendimi toplamalıyım.
Karşı yatağa doğru baktım.
Ava'nın ranza korkuluğuna tutunup barfix çektiğini gördüm.
Bu kız beni şaşırtmaya devam ediyordu.
Birden kapı açıldı,onlarca maskeli adam ellerinde bavul çantalarla içeri daldılar.
Herkes onları izlerken....

Ava'nın ağzından;

Ve o gıcık topuklu ayakkabı sesi...
Gelen florence olmalıydı ki o olduğunu anlamıştım.
Kollarımı bağdaş kurup , olanları izliyordum.

Florence içeri girdi bu koca yatakhanenin ucundan başladı ve sonuna kadar yani benim yanıma kadar geldi.

Kızıl saçlarının arasında ki aklar kendini uzak mesafeden bile belli ediyordu , çilli teni , okul müdürleri gibi giyinişi , gri gözleri .

Bir şeytana benziyordu nezlimde..

Önümde durdu , uzunca beni süzdü gözlerinde biraz buruk birazda iğneleyici bir tavır vardı.

Kafasını salladı dudaklarını büzüştürüp , bagdaş kurduğum kolumdan tuttu ve arkasından sürükledi.

Normalde buna karşı gelirdim ama kitlendim.

Beni adamlarının yanına kadar getirdi , sonra yerdeki bavullardan birini aldı ve elime verdi.

"Gidip giyin" dedi.

Nerde diye sordum.

"Özel kabinimiz yok nerde yer bulursan orada" dedi gıcık bir gülüşle.

Bavulu yere bıraktım.
Soyunmaya başladım önce tşörtü çıkardım , sonra pantolonumu , gözlerimi florence dan ayırmıyordum.
Bavuldaki giyseleri çıkarıp giyindim.
Deri bir pantolon, beyaz bir tşört , siyah bir ceket vardı.

Labali bir tavırla "Nasıl oldu flore " dedim.
Hiçbirşey demedi , yüzü limon gibi ekşimişti.
Adamlar bavullardaki kıyafetleri teker teker çıkartıp dağıttı.

Aralarından biri yani baş görevli konuşmaya başladı ;

Thomas:
              kıyafetlerinizi giyinin sonra alt kattaki yemekhaneye iniceksiniz , sonra spor odasına, sonrada ilk sınav başlayacak sorunu olan?

Ava:
         Benim sorum var adınızı ögrenebilirmiyim?

Thomas:
             Ben thomas .

Thomas'ı bulmuştum.
Geriye yapacak tek şey kaldı onu kendi tarafıma çekmek.
Az kaldı anne çok az.

Aşağıya doğru ilerlerken arkamdan !heyy ava! Diye bir ses duydum arkamı dönmedim çünkü adımı tek bilen alex'ti.
Arkamdan yürürken nasıl bu kadar cesursun diye sordu.
Cevap vermedim aslında cevap çok açıktı kaybedecek bir şeyim yoktu fakat kazanacaklarım ve intikam hırsı beni bu hale getirmişti.

Alex'in ağzından;

Sorduğum bu soruya cevap vermemişti.
Aslında haklıydı sebebi şu ki buraya gelen bir insanın hiçbirşeyden korkusu olmamalıydı.
Sanırım kendimi kaptırmıştım.
Rastgele bir masaya oturdum.
Görevliler teker teker yemekleri getirdi.
Menünün bu kadar zengin olması beni şaşırtmıştı.

Ava'nın ağzından;

Alex ' e cevap vermediğim için biraz suçluluk duyuyor fakat kimsenin hakkımda birsey bilmemesi gerekiyordu.
Yıllardır kurduğum planlar boşa gitmemeliydi.
Kimse beni etkilememeliydi.
Yemekleri yedik.
Herkes karnını doyurmuştu fakat bilmedikleri şey bazılarımız için bu yedikleri son yemek .

Spor odasına doğru yola çıktık.
Kocaman bir yerdi burası , her türlü silah , kesici delici ve yakıcı alet bulunuyordu.
Ve kocaman bir ring vardı .
Dövüşmeyi bilmeyenler için zor bir gün olacaktı.
Ben buraya gelmeden önce direk dansçlığı yapmıştım aynı zamanda da tüm dövüş sporlarına hakimdim.

Ayağımdaki postalları çıkardım,tavandan uzanan ipe asıldım ve yukarı doğru çıktım.

Bir anda kapılar kapandı , ışıklar söndü ,herkes ne olduğunu anlamaha çalışıyordu .
Annemin anlattığına göre ilk aşamaya geldik.
Saklanan görevliler kendimizi savunmamız için bize saldıracaklardı.

Işıklar açıldı , saldırın!!

Bu sesi duyunlar kaçmaya başlamıştı ipin üstündeydim ipe tırmanan adama ayağımla vurdum fakat düşmedi , bacagıma ipi iyice doladım sonra tüm bedenimi ters sarkıtıp admın ipi tuttuğu elini kavradım adam biraz aşağı doğru düşmüştü bile , gerilen ip artık işimi görecek kıvamdaydı ipi adamın boynuna dolamaya çalıştım , biraz boğuştuk fakat başardım.
İpi bıraktım ve aşağıya atladım adam ipte asılı ve hareketsiz duruyordu.

Karşıda alex elindeki tüfekle bir adamı vurdu.

Arkamda bir el hissettim belimden tuttu ve feci derecede yere fırlattı acıyı iliklerime kadar hissetmiştim.

Bir tüfek sesi daha duyuldu ve adam yanıma boylu boyunca uzandı kafasından kan geliyordu.

Alex beni korumuştu, ayağa kalktım fakat rahmime aldığım darbe beni bitirmişti.

Ringin üstüne çıktım , bir anda bir ses duyuldu bu ses 5 kere aralıklarla tekrar etti.

İlk seviye bitmiş aramızdan tam 5 kişi ölmüştü.

Fakaf ikinci seviye daha zor olacaktı , çünkü bu sefer birbirimizle savaşacaktık.

Işıklar kapandı ve ayakta duramadım ringin ortasında düştüm.

Kolumdan birinin tuttuğunu hissettim.
Sonra beni kucağına aldı hafid parfüm kokusuyla iyice mayışmıştım.

Gözüm açıldığında karşımda thomas vardı , hey sen dedim.
Evet ben dedi ve gülümsedi.
Thomas:
               İpte yaptığın şeg kanımı dondurdu.
Fakat rahmine aldığın darbe yüzünden yani

Ava:
        Eee ne olmuş söylesene

Thomas:
             Yumurtalığını aldılar ava .

Ava:
        Bu sence benim umrumdamı thomas.

Thomas:
             Annene benziyorsun ava .

Ava:
        Sen biliyormusun?

Thomas:
               Biz senle büyüdük ava yapma seni nerde görsem tanırım.

Ava:
          Onu çok özlüyorum.

Thomas:
                 Bende..

Sımsıkı sarılmıştık içeri hemşirenin girmesiyle son buldu bu özlem giderme çabası da .
Thomas cebime haberleşmek için özel bir kulaklık bırakmıştı.
Umarım yakalanmayız.

___________________________________________________
_752 kelime
_Bölüm 2

Okuduğunuz için teşekkürler , görüşlerinizi yorumlara yazarsanız emeğime sayğı duyup vote atarsanız çok sevinirim.:)



You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 25, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kamyonet'Where stories live. Discover now