"Seni vuracağım." "Neden?" "Acı çekmen için. Bu oyun böyle oynanıyor." "Neden? Neden acı çekiyorum?" "Çünkü Ada'da acı çekti! Bu oyunun uğruna Ada'da acı çekti. Ve devam ediyor çekmeye. Eğer oyun onların istediği gibi olmaza acı bitmeyecek. Ada bunu hak etmiyor." "Ben ediyor muyum?" "Evet." Dedi acımasızca, hiç düşünmeden. "Neden?" "Çünkü Ada'nın hayatını çaldın." Birden kapı sertçe açıldı. Tanımadığım bir yüz göründü. Yabancı. Çok yabancı. "Ne oluyor lan!?" Can kapıya döndü. Kapıdaki adam iki adım attı. "Sen!" dedi Can. Öfkelenmişti. "Ne işin var senin burada!?" sonra kapıdan başkaları girdi. Dört kişi daha girdi. Can neye uğradığını şaşırmıştı. Ne zaman yere düştüğümü hatırlamıyordum ama, silahı benden çekti ve kapıya çevirdi. Ama ben hala dördüncü giren, daha doğrusu kapıda bana bakan kişiye bakıyordum. Tam girememişti, Adamlardan birinin arkasında duruyordu. Hazan kapıdaydı. Önünde iki adam ve bir kadın. "İndir o silahı Can!" konuşan kadın öndeki adamın yanına geldi. "Çok yanlış kişiye silah tutuyorsun!" Can büyük bir kahkaha attı. "Zarar görmesi yeni mi? Daha önce hiç görmedi mi sanıyorsunuz?" "O zaman artık görmeyecek!" Can başta ne kadar şaşırsa da artık çok rahattı. Ama birden beklemediğim bir şey oldu. ... -Kurgu tamamen şahsıma aittir. Karakterler, mekanlar, olaylar hayal ürünüdür.
6 parts