" Erez, yattığı yerden doğruldu etrafına baktı yanında yatan kadın ona çok yabancıydı. Kalktı buğulu pencereden dışarıya baktı, bu şehir bu ev bu ülke bu kadın hatta yerde yatan köpek, hepsi yabancıydı. Nasıl olmuştu da bir ay içerisinde kendini böylesine kaybetmişti. Nasıl bu kadar kaybolabilmiş, ardı arkası kesilmeyen cinayetlere tanıklık etmiş ve nasıl bu kadar sakin kalabilmişti. Derin bir nefes aldı. İyi değildi. Kaçtığı yere geri dönmenin zamanı gelmişti. Yatakta ki ona bu kadar kısa sürede bu kadar aşkla bağlanmış kadına baktı, yumuşak kahve saçları yastığa ve yüzüne yayılmış, kemikli yüzünü gölgeliyordu. Uyanıkken hırçın ve muzip olan bu kız uyurken şöminenin önüne kıvırılıp uyuyan bir kedi gibiydi. Ama ayrılık vakti ne kadar acı verse de gelmişti..." Reyhan Başaran 02.21. 4.aralik.2020