Elimdeki kitaplar çantama sığmadı için kucağımda yer etmişlerdi. Beril okul çıkışı yine benim tanımadığım ( adım kadar da eminim ) kendisinin de tanımadığı bir erkek ile çıkıp gitmiş okulun ilk günü kitaplarını bana vermişti. Cebimde titreyen telefonum ile olduğum yerde durdum şu an bu durumda açamayacağım için aramayı yanıtlamadan yola devam etim okuldan çıkarken sınıftaki kızlara sadece küçük bir kafa hareket ile selam verebilmiştim. Elimdeki bu kadar kitap ile bu kadarını yapabildim. Cebimde çalan telefonumun ısrarla çalması önemli bir şey olduğuna işaret gibi görünüyordu. Kitapları sol kolumun üzerine alarak siyah dar pantolonumun cebinden çalan telefonumu çıkardım arayan iki yıldır gerçekten bu hayatta annemden sonra en değer verdiğim kişiydi özlemiş olacak ki bu kadar ısrarla arıyordu. Aramasını yukarı kaydırarak yanıtladım. - Buyrun majesteleri bu kadar özlediyseniz çıkıp gelseydiniz. - Nerdesin Mevsim? Sesinden bir şeylerin yolunda olmadığı belliydi. - Okuldan çıktım eve gidiyorum bir şey mi oldu. - Eve uzak mısın ? - Hayır evin önündeki ışıklardayım. - Beni dinle mevsim şimdi kimseyle konuşmadan güvende olabileceğin bir yere git ama çabuk ol Mevsim seni her an bulabilirler. - Kim beni bulacak anlamıyorum hiç bir şey. Kırmızı ışığın yanması ile adımlarımı karşıya geçmek için hızlandırdım. - Neler oluyor anlatacak mısın? - Soru sorma mevsim dediğimi yap. Yolun ortasına gelmiştim ki etraftaki insanların bağırışı ve etrafa kaçışları ile kafamı sağ tarafıma ışıklarda duruyor olması gereken ama üzerime doğru gelen siyah arabaya çevirdim işte o an herşey durdu ; zaman, telefondaki ses... İşte o an tek hatırladığım kalbime aldığım en güzel ikinci kalbimin acıyor oluşuydu.
9 parts