'' Benim soğuk kalpli güzel sevgilim... Sen bana altından bir kafessin. Bense sana sesini kaybetmiş bir bülbül. Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki... Altın kafesimden yeni açacak gülleri bekliyorum. Bana her zaman olduğu gibi bu günde beklemek düştü.'' Dilsar Şemskan, otuz yaşında, gözü pek, yiğit bir aşiret ağasıydı. Çevresi tarafından hakkaniyeti ve hatırşinaslığıyla bilinin bu genç adamın hayatı Harzemşah'lardan bir kıza gönlünü kaptırmasıyla tepetaklak olmuştu. Ebrar Harzemşah... Kendisinden on yaş küçük, güzeller güzeli sevgilisi. Dilsar bu bitmeyen derdine derman bulmaya çalışırken iki aşireti de birbirine düşüreceğinin, geçmişte bırakılıp unutulmaya çalışılan bazı şeylerinde yeniden açığa çıkacağının farkında bile değildi...