Violetvaleritae

Aklımın dur dediği yerlerde duramadım
          	Söylenmemiş sevgilerde
          	Açılmamış şarapların tadı var
          	Geceler senden önceydi
          	Şafağı gördüm sende
          	Tutkulu duyguların yansıyan ışığıydı
          	Parlayan gözlerinde
          	Yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara
          	Her zaman hep sana yöneldi duygularım
          	Aklımın dur dediği yerlerde duramadım
          	Yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara
          	Çıkmazlar sokağında hep seni sabahladım
          	Olmazı olur sandım
          	Yoruldu umutlarım
          	Tutku, duygularımın yansıyan ışığıdır
          	Parlayan gözlerimde…

Violetvaleritae

Aklımın dur dediği yerlerde duramadım
          Söylenmemiş sevgilerde
          Açılmamış şarapların tadı var
          Geceler senden önceydi
          Şafağı gördüm sende
          Tutkulu duyguların yansıyan ışığıydı
          Parlayan gözlerinde
          Yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara
          Her zaman hep sana yöneldi duygularım
          Aklımın dur dediği yerlerde duramadım
          Yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara
          Çıkmazlar sokağında hep seni sabahladım
          Olmazı olur sandım
          Yoruldu umutlarım
          Tutku, duygularımın yansıyan ışığıdır
          Parlayan gözlerimde…

Violetvaleritae

“Galiba kötü kader diye bir şey var Nevzat. Galiba bazı insanlar gerçekten bahtsız doğuyorlar…”

Violetvaleritae

Yanan bir evde doğduğun için tüm dünyayı alevler içinde sanıyorsun.
Reply

Violetvaleritae

yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde
Reply

Violetvaleritae

Hayata kendimize bir yol çizsek, sonra da yolun tam tersine gitsek. Yapılmadık şey bırakmasak, olmadığımız, olduğumuzu iddia etmediğimiz, başkalarının olduğumuzu hayal etmesini de istemediğimiz bir şeyin bütün hallerini kuşansak.

Violetvaleritae

Hayatı bir han olarak tahayyül ediyorum, çöküş arabası gelene kadar orada kalacakmışım. Araba beni nereye götürecek bilmiyorum, çünkü hiçbir şey bilmiyorum. Dört duvar arasında beklemek zorunda olduğuma göre, hanı bir hapishane olarak da kabul edebilirim, çeşit çeşit insanlarla karşılaştığım için dostlukların yeşerdiği bir yer olarak da. Huysuz ya da görgüsüz biri sayılmam. Odasına kapanıp, kendini yatağa atıp gözünü bile kırpmadan bekleyip duranları kendi hallerine bırakıyorum; kulağıma hoş seslerin ve müziklerin çalındığı salonlarda gevezelik edenlere de ilişmiyorum. Kapının önüne oturup gözlerimi ve kulaklarımı manzaranın renkleri ve müziğiyle sarhoş ediyor, arabayı beklerken alçak sesle, yalnızca kendim için bestelediğim anlaşılmaz şarkıları söylüyorum.
            Gece çökecek, o posta arabası kapıya dayanıp hepimize seslenecek. Bana bahşedilmiş hafif rüzgarın ve onun tadını çıkarabilmem için bahşedilmiş ruhun tadını çıkarıyorum; ve daha fazlasını ne soruyor ne kurcalıyorum. Handaki anı defterine yazıp bıraktığım şeyleri günün birinde benden başkaları da okur, bunlarla yol boyu oyalanabilirlerse ne âlâ. Kimse okumazsa ya da zevk almazsa o da kabulüm…
Reply

Violetvaleritae

Ustam!
          Aklım firarda.
          Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
          Dilimde ay kesiği bir yara,
          Düşüm kırık dökük,
          Umudumun boynu bükük,
          Bir öksüzün omuzlarında sükut.
          Yüreğim sana emanet sıkı tut.
          Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
          Bir hain kurşunu gelip deşmesin.

Violetvaleritae

Beni herkes sevdaya asi sanır,
            Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
            Hasret tanır,
            Zulüm tanır,
            Ölüm tanır,
            Yüzüm yüzümden utanır.
            Yorgunum ustam;
            Ne katıksız somun isterim senden,
            Ne bir tas su,
            Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
            Var gücünle asıl sükunetime,
            Çığlığım kopsun,
            Uzat ellerini güneşe dokun,
            Uyandır uykusundan,
            Tut yüreğimden ustam tut,
            Tut beni, sür güne…
Reply

Violetvaleritae

Ustam,
            Ne zaman o senin bildiğin zaman,
            Ne sevda gördüğün masallardaki,
            Eskiden,
            Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
            Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
            Mendillere yazılırdı isimler,
            Yüreklere kazılırdı gizlice.
            Sevdalılar asil ve de yürekli
            Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
            Oysa şimdi;
            Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
            Meşru sevdalardan,
            Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
            Günahkar gecelerden
Reply

Violetvaleritae

Şu hayatta benimde bir yerim olduğuna inanmaya çalışmak, saglak olduğum halde sol elle yazmaya kalkışmak  gibi.
          
          -yitip gitme fikri doğuştan bizde

Violetvaleritae

Bazı geceler uykularım kaçıyor, lafını bile etmesen de sancıyan o yaraları düşünmekten. Ben de senin o sancıyan kanından, canındanım. O can ilgiye öylesine muhtaç ki kendi üzerime yığılıp kalıyorum. Ben senin kızınım. Beni sevdiğini söylemek için bildiğin tek yol havadan sudan konuşmak, biliyorum. Çünkü benim de bildiğim tek yol bu.
Reply