Bir düşünce hastasının kafasından geçirdikleri, bütün büyük şeflerin binlerce eline ve istencine sahip esrarlı ve olağanüstü bir makine tarafından yazılır ama bir kere iki kere falan değil. Defalarca, sayısız kez, hep aynı düşünce. Bu düşünce hasırları bir araya getirilip tomar yapıldı mı, Papalagi buna "Kitap" adını verir ve ülkenin dört bir yanına yollar. Bu düşünceler bir kez adamın içine girdi mi bulaşır, kalır. Bu düşünce hasırlarını tatlı muzlar gibi yutarlar, her kulübede kutular dolusu yığılıdır. Şekerkamışına dadanan sıçanlar gibi genci yaşlısı başına üşüşür. İşte bu yüzden, çokları, her aklı başında Samoalının sahip olduğu doğal düşünmeden yoksundur. Aynı şekilde çocukların kafalarına da doldurabildikleri kadar düşünce doldururlar. Çocuklar her gün düşünce hasırlarını didiklemek zorundadırlar. Bir tek en sağlıklı olanları bu düşünceleri kendilerinden uzak tutarlar, bir ağın deliklerinden süzülürcesine ruhlarından salıverirler ama çokları kafalarına, en ufak bir boşluk kalmamacasına, ışığın zerresi bile içeri sızmamacasına düşünce yüklerler. Bunun adına "ruhu eğitmek", sonuçta ortaya çıkan çılgınlığa da "eğitim" derler.
  • JoinedJanuary 24, 2024


Last Message
ale_wh ale_wh Jan 28, 2024 06:57PM
helinsucuk
View all Conversations