Aşkın çift taraflı olduğuna inanmıyorum artık, hatta bence kitaplardaki kadar abartı bir şey de degil, belki de beklentimiz çok yüksek olduğu için aşka karşı hayal kırıklıklarımız da fazla. Ya aşk düşündüğümüzden daha basit ve azsa? Ya bize bunca şeyi yaptıran sevme ve sevilme isteğimizse ama öyle basitçe bir sevgi de değil -sevmenin basit yolu varsa tabi- istedigimiz en çok sevilme isteği, belkide hepimiz aşk adı altında kendi arzularımızın esiri olmuşuzdur? Şimdi söyleyin aşk mı suçlu yoksa biz mi? (Bunu neden buraya yazdığım hakkında en ufak bir fikrim yok, aslında bu profile girerken amacım neden hikaye giremediğimi bulmakti ama sanırim yazarın adından kaynaklı elim boş gitmesin kafasıyla bunu buraya yazmak istedim herkese iyi geceler, bu arada yazar kitabı inşallah geri yüklersin)