atanamayanastronot

Günaydın 
          	İyi günler 
          	Ben ve sen
          	Kuş uçuşu
          	Üç bin kilometre uzağız
          	Ama, hayatımız
          	Bedenlerimizden daha yakın.

zihnim_mezarr

@atanamayanastronot sen alışmışsın güneşli günlere ben gecenin dördü beşiyim..
Reply

atanamayanastronot

"Topraksa paylaşılmış kıyılarsa yağmalanmış,
          umut hacizde,
          ya bu neyin puştluğu bu
          sana yokluk sana yasak sana dam
          insan değil – hâşâ – bir yağmacı soyu bu,
          bıçak kemikte.
          Üretensin yaratansın yürütensin dağları,
          bakma öyle kilit kilit, duvar duvar.
          Yetsin artık bu susku
          bıçak kemikte.
          Anasın boynun bükük babasın kolun kırık
          oğullar kan içinde.
          Kaldır artık başını
          «kalsın benim davam divana kalsın» demiş ozan.
          O divan sensin artık
          bıçak kemikte."

atanamayanastronot

Kavmin yanlış tufanlardan geçip duruyor, gözlerime baka baka aşk diyorsun.

-yarimkalansarap-

yanmış ırmaklar öneriyorsun toy bedenine.
Reply

vakitsiz-gel

Bir tekkenin ortasına sirk treni devriliyor.
Reply

atanamayanastronot

Çünkü çantasında sosyal fobi taşıyan bir avukat kadar mutsuzdum. 

Eftenpuf

@ atanamayanastronot Mutsuzdum çünkü ben magandaların büyük bir titizlikle aradığı; sokakta, metroda, otobüste ve üniversite koridorlarında. Cevaplayanların yanlış tarif ettiği, ve böylelikle hala yaşamaya devam ettiği. Gerçekte ilk nefesini alalı sadece 2 sene olduğu, o kişiyim.
Reply

atanamayanastronot

"Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım. Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanma doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur."

atanamayanastronot

-Zülfü Livaneli, Huzursuzluk
Reply

atanamayanastronot

bana ayna getirdiler. sevgilin siluetine söylenmiş rüyadır deyü aklımı yitirmem olasılık değil artık
          yitirdim onu, bir karga uzağa taşıdı. 
          paslı bir çivinin beklediği mütevazı çekiç
          başımda patladı. bütün kötü senaryoları sayabilirim infilak bir sonuçtur meyyal ise aşk terimi insan trenle yolculuk etmiyorsa o yolculuk
          büyütülecek bir olay değildir
           bana ayna getirdiler sakallarım içine uzar
          ustura bir filmin dönüm noktası olabilir gerilim müziğine eşlik eden kan doludizgin koşan bir adamın karın boşluğundan üçler kuralındaki herhangi bir kesişime pek tabii boşalabilir anlıyorum. eminim magnum fotoğraf, bu kareyi beğenir ama konu kendim olduğunda annem genelde kanalı değiştiriyor "came to take us away "  mr. jack bugün ölmek istemiyor
           bu kez sevgilim, maktulün üzerindeki gömlek
          beyaz değil
          güvercinleri kavramamış olacak ki onlara üstünlüğünü kabul ettirmek maksadıyla marketten aldığı bir kilo bulguru önlerine serpti
          inşası tamamlanmayan binaya taşınan 
          yakın arkadaşım, beyaz perdelerini asınca
          oh dedi. çünkü halk kıpklişedir ve günümüzde Küba’da puro içme hayali büyüktür sosyalizmden
           istersen camı açalım neruda okuyalım ya da tanpınar  kalbimiz sıkışacak gibi olsun sen beni öpünce leylek yuvasını yüzüme kursun  lale soğanı yanağımdan çıkabilir çıksın bando takımı bizim lisenin gelsin bende versin konserini, saçım çok dağınık sütüme bal katmış annem içemedim
          derin nefes alınca elli metre ötedeki çamı duyuyorum iyi oluyor endişe eden yerlerimi gösterdim doktora parol verdi
           bana ayna getirdiler zayıfım otlar büyük
          keman çalan üç kadın
          mr. jack ağlıyor
          korkuyorum mor bir tarlada koşarken ölmekten.