birkibritleyokolmak

Kelebekler. Kelebekler gözümde hep başka aldandım güzel kanatlarına unuttum bir günlük ömrü olduğunu. Çok sevdim sarıp sarmaladım ama sevgim kelebeğe ömür katmadı. Söylesene kelebek çiçekler mi daha güzeldi yoksa gökyüzü mü? Ya da özgürlük mü ölüm mü? Söyleme kelebek vazgeçtim rahatça uyu.

birkibritleyokolmak

Kelebekler. Kelebekler gözümde hep başka aldandım güzel kanatlarına unuttum bir günlük ömrü olduğunu. Çok sevdim sarıp sarmaladım ama sevgim kelebeğe ömür katmadı. Söylesene kelebek çiçekler mi daha güzeldi yoksa gökyüzü mü? Ya da özgürlük mü ölüm mü? Söyleme kelebek vazgeçtim rahatça uyu.

birkibritleyokolmak

Yükseklikten korkardım ama o an uçurumun kayalıklarına güvendim. Karanlıktan korkardım ama o an ayın ve yıldızların parıltısına güvendim. Boğulmaktan korkardım ama o an denizin hırçın ama parıldayan dalgalarına güvendim. O kayalık yıkıldı ben düştüm ay ve yıldızlar söndü deniz beni içine hapis etti güvenim beni yerle bir etti. Söylesene Efsun sen olsan bir daha güvenebilir miydin? 

birkibritleyokolmak

Kocaman bir rakı masası var başında ben oturuyorum hemen sağ tarafımda ruhum var sol tarafımda ise kalbim ikisi karşı karşıya. Kadehimi kaldırıyorum ve "Ruhuma" diyorum masadaki acılarım kaderlerim mutluluklarım üzüntülerimi sinirlerim hepsi kadehi tekte içiyor. Sonra kadehler yeniden dolduruluyor bu sefer dudaklarımdan "Kalbime" kelimesi çıkıyor. Bu sefer bardaklar önce masaya çarpılıyor sonra tek seferde içiliyor. O an ruhum ile göz göze geliyoruz. Bana bakıyor ama o da biliyor gerçeği.

birkibritleyokolmak

bir çocuk vardı neşeli sıcak hisleri ile yaşayan ama dışlanan sonra o çocuk biraz büyüdü ve annesi ile ilk sınavını oldu o çocuk annesinin yıkılışını izledi ve kendine kızdı annesini koruyamadığı için belkide hislerinden iyi olanlar karanlık tarafa geçti ve o çocuk neşesini yitirdi ve bir anne gibi olgun olmayı öğrendi hisleri ile değil mantığı ile yaşadı ama değişmeyen bir şey vardı yine dışlanan taraf oydu sonra çocuk biraz daha büyüdü insanlar onu dışlamasın sevgisini hissetirsin istedi ama bunun için değişmesi gerekiyordu o da sevilen birisini kendine örnek seçti ve ona benzemek için çırpındı ama yine sevilmedi çocuk bu kez tüm hislerini karanlığa gönderdi hissiz gibi davrandı ama o karanlığa biri bi ışık yaksa biliyordu hisleri gün yüzüne çıkardı ama o ışık yanmasın istedi canı acırdı biliyordu o yüzden ışıklardan hep kaçtı sonra çocuk biraz daha büüdü artık birilerinin gözünde çocuk değildi ama kendi gözünde ve çocukların gözünde o en büyük en şımarık ve en güçlü çocuktu onun en yakın arkadaşları çocuklardı her gün dışarı çıkıp onlar ile saatlerce oynardı çizgi flim izlerdi sonra o çocukluğunuda yitirdi yitirmek zorunda kaldı çünkü toplum buna izin vermedi genç olmuştu çocuk ilk kez o zaman vazgeçti sandı ama o en başından kendinden vazgeçmişti artık bir genç gibi davrandı ama bu seferde içine kapandı ve bu yüzden onu suçladılar o çocuk hep dışlanırdı ama artık ilgi duyuluyordu ona ama bir sorun vardı çocuk artık kendisi değildi asosyal demişlerdi ona sustu köşesine çekildi sonra bir karar aldı yine kendi olmak istedi ve çabaladı ama çevresindeki zoraki bağlar için değil kendi kuracağı sağlam bağlar için çocuk çok yorgundu ama ona kimse yoruldun mu diye sormadı o hep yorgunum dedi.

birkibritleyokolmak

küçük çocuk yine kendini kandırıyor... sanıyor ki bir ışık olmadan uyursa rüya yada kabus görür oysa pencereden izlediği sokak lambası onun sadece bir bahanesiydi o lamba düzgün bile yanmıyordu en fazla 20 saniye sonra 26 hatta bazen 29 saniye boyunca yanmıyordu ama... aması ruhuna kalsın.

birkibritleyokolmak

Anne,
          İnsanlar yaşar ve ölür değil mi anne?
          Büyük bir mesele değil bu. Ölmek yani?
          Mesele arkada kalan olmak.
          Çünkü arkada kalan olmak çok zor anne.
          Bana göre senin arkada bıraktığın bendim.
          Yüzüstü bıraktığın abimdi.
          Ben kimsesiz büyüdüm, abim de öyle.
          Vazgeçmekle seçim yapmak arasında pek de bir fark yokmuş.
          İçine tıkladığım kafes ciğerlerime nefes, kafesin dışı boşlukmuş.

birkibritleyokolmak

Bir deyim öğrendim. "Vernem Nidahen." "Birini öldürüp mezarının üzerine çiçekler dikmek," demekmiş. Sen de çiçek açar mısın İrem, gelsem en güzel çiçekleri diksem mezarına?
          N'olursun ol.
          En güzel çiçekleri dikeceğim mezarına ama sen çiçek açtıracaksın onları. Açtıracaksın değil mi İrem?
          Çiçek ol İrem, n'olursun. Çiçek ol.

birkibritleyokolmak

gitmek mi istiyorsun?
          
          kanayacaksın,
          
          kapıdan çıkacak cesareti bulana kadar
          
          ve çıktığında
          
          küçüğüm,
          
          kalacaksın
          
          yaraların iyileşene kadar
          
          bu kısır döngü nefes aldığın sürece devam edecek zihninde
          
          ağlayacaksın,
          
          gözyaşlarını silemeyecek duruma gelene kadar
          
          kesilecek avuç içlerin
          
          kanayacaksın
          
          saçların örülemeyecek kadar kısalacak,
          
          dudakların öpülemeyecek kadar kuruyacak,
          
          ciğerlerin nefes alamayacak kadar sönecek yara bandı tutmayacak açık yaraların,
          
          neşter kesti
          
          iğne dikmeyecek
          
          ipler yeterince uzun değildir, bilirsin kavuşamazlar sevdiklerine
          
          bana nasıl bir kalp verdiğinin farkında değilsin, zehir pompalıyor zihnime ve bir kapı görmediğinde artık dört duvar arasında
          
          anlayacaksın, yalan söylediler
          
          küçüğüm,
          
          bize yalan söylediler cehennemdi
          
          bu dünya gerçek ve senin kolların
          
          cennetine hiç yetişemedi.

birkibritleyokolmak

Onlar bütün gün o yaralan açarlardı, ben de bütln gece karanlıkta dikerdim. Belki gerçek bir iğne ve iplikle diksem bedenimi daha az acırdı biliyordum, kilerdeki eski dikiş makinesini keşfettiğim gün cam kenarımdaki zımbadan öğrenmiştim bunu. Ne olursa olsun yaralar açıkta kalmamalıydı, iğnen yoksa tırnaklarınla ipin yoksa saç tellerinle dikmeliydin yaralarını.