altın parıltılarıyla dolu gözyaşları yanaklarında kuruduğunda yüzü kırık bir porselen bebeği andırıyordu. Başının iki yanındaki kanatlarıyla gizledi öfkenin ıssız uçurumlarına çarparak kurumuş kederli altın tanelerini.
o senmiydin yazarım? " beynimdekileri ağ kağıta dökseler kocaman bi karalama çıkar" gibi bi cümlenin sahibi,
şimdi beynim aynen öyle ve bu cümleni hatırladım ama nerde okumuştum aceba? ilk fatal flaws geldi aklıma ama emin değilim.
kendini kararmakta olan bir dünyada sıkışıp kalmış bulursan, vücudun içinin hep bu kadar karanlık olduğunu hatırla. orada kalp, her kanun gibi, yalnızca yaşayanlar için durur.