Bir dilek hakkım olsaydı,
281224'
unutulmak isterdim
bir anda herkesin zihninden silinebileceğim olağanüstü bir güçle değil. hatıralarımı sahildeki deniz kabukları gibi bir bir sırt çantama toplayarak beraberimde götürerek yavaşça solup gitmek. İnsanların zihninde hayal meyal hatırladıkları, anımsayamadıkları bulanık bir yüz olmak, tek bir mumun yanmadığı soğuk bir odada yalnız başıma zihnimden aciz düşmek. ruhumu vahşice katleden bilincimden uzaklaşıp dingin bir limana, yok oluşun eşiğine sürüklenmek. Ruhumun özgürleşmesini isterdim, bedenime sığamayacak kadar ağır olduğunu hissediyorum bazen, yoruyor beni. içimdeki melankoliden beslenmeye çalışıyorum ama kendi ruhumu tüketiyorum zamanla. yorgunluğumun sonucunda bir gece yatağa yattığımda peşinden getireceği sonsuz bir uyku ya da benliğimin peşine sürüklediğim bir kıyamet fırtınasından ziyade unutulmak, ne zaman unutulduğumu bilmemek, kendi varlığımın bilincinde olmamak isterdim. sahil kenarında ciğerlerime dolan temiz hava olmayı isterdim, havayı bencilce sömüren aciz bir yaratık değil.
vücudum da bilincim gibi yeryüzünden habersizce silikleşip yavaş yavaş solup gittiğinde rüyalara konuk olmak isterdim. kim olduğumun farkında olmadan, kendi adımı dahi bilmeden insanların ve hayvanların rüyalarına girip onlarla oyunlar oynamak. zar atmak ve bulutları izlemek. ruhumu tamamen arındırabilsem geride sadece huzur taşımak isterdim, var olmanın yükü omuzlarıma binmeden, rüyalara hafif bir rüzgar olarak, biri rüyasından gülümseyerek uyandığında bunun sebebi olmak isterdim.
'çok güzel bir rüya gördüm ama ne gördüğümü asla hatırlamıyorum' olmayı isterdim.
tamamen yok olmak değil, yok olmanın eşiğinde küçük bir huzuru taşımaktı dileğim