gelmemeyegidenkiz4

Hayatımın asıl en zor zamanı bugünmüş. Çok sağol.

gelmemeyegidenkiz4

'Son bir şarkı daha atıcam daha sonra da ne burdan yazarım ne de okulda darlarım' demiştim. Babamın o sözlerinden sonra aklıma anında gelmiştin. O sözlerin gelmişti. Gittim babamla konuşmaya. 'Boşanmak kolay' dedi. 'Ama ben size üzülüyorum, tek başınıza halledemezsiniz.' dedi. Ben yine dayanamadım. Ağladım babamın gözünün önünde. 'Ağlama' dedi. 'Senin için ağlamıyorum' dedim sertçe. Tam bir ay boyunca o şekilde yaşadık. bir ay sonra annem sordu bana 'Son bir şans verelim mi?' diye. Her ne kadar boşanmalarının en doğru şey olduğunu açıklasam da annem son bir şans daha verdi babama. Ama affetmedi, hala nefret ediyor ondan. Ben de babamı tamamen affetmedim. Zaten hala anneme hakaret ederek şakalaşıyor, hala ne dediğini kulağı duymuyor, hala sorumsuz. Hiçbir gün tartışmaları eksik olmuyor zaten. Bana ne olduysa sen ve babam yüzünden oldu. Tüm psikolojim, hayatım... Siz yaptınız bunu. Karşınızdaki kişi ikinizin eseri. Ben de istemezdim çocukluk yaşlarım böyle geçsin. Ama bunu siz başardınız. Yağmur'un her gün ağlamasını gizlemeye çalışması sizin başarınız. 'Keşke seni hayatımın tam ortasına koymasaydım.' 'Bir mesaj beklemiştim, fazlasında gözüm yoktu.'

gelmemeyegidenkiz4

Oysa Yağmur seni uzaktan sevmeyi istiyor. Uzaktan sevmenin en iyisi olduğunu düşünüyor o da. Ben sana Yağmur'u tanıtmak istiyordum sevgilim, amam sen durmadın. Ne oldu ne yaşandı, sende ne bitti bana dair bilmiyorum ama gittin. Resmen Yağmur'u reddettin. Sen bugüne kadar sadece Elif'i gördün. Yağmur'u ise sadece Medine gördü. O yüzden bana 'Yağmur' diye sesleniyor. O yüzden ondan başka kimseye 'Yağmur' dedirtmiyorum. Oysa ilk senin görmeni istiyordum Yağmur'u. Benim içimdeki karakterimi ilk sen tanı istiyordum. İlk sen bana 'Yağmur' diye hitap et isterdim. Annemin söylemesini bile istemezdim, ama senin söylemeni isterdim 'Yağmur' diye. Sen istemedin. Benim elimden de başka bir şey gelmedi, herkese sadece Elif'i göstermeye devam ettim. 14Şubat'tı, hayatımın en büyük olaylarındandı. babam annemi başka bir kadınla aldatmıştı. Annemle o gece birbirimize destek olmaya çalıştık, ağladık, yaşadıklarımız sorguladık. Aldım annemi kolumun altına uyuttum onu. Bu sefer ben onu uyuttum. Mahvolmuştu çünkü. Bitmişti. Biliyordu babamın bir şeyler çevirdiğini ama bunların olacağını tahmin etmiyordu. Ona fazla belli etmedim ama ben de bittim. Ertesi gün okulda da hiç iyi değildim. Daha Medine'ye bile anlatmamıştım. Onur dedi 'İki günde çok değişmiş, durulmuş.' diye. Aslında değişmemiştim. İçimdeki Yağmur'u siz gizlemeyi unutmuştum. Sen de hissettin sanırım. Yüklendikçe yüklendin. Bu yüzden tabii ki seni suçlamam. Bilemezdin. Bilsen ne yapardın orası da muamma gerçi. O gün ilk defa Yağmur'u gördünüz. Ertesi gün toparlanmaya çalışmıştım, yine beceremedim. Sırf eve gidince babamın yüzünü görmemek için, annem de isteyken eski tanıdıklarımıza gidiyordum. Akşama doğru da eve dönüp odamın kapısını kitliyor bekliyordum. O Salı günü, geldi odama babam, 'Kızım konuşalım, ondan sonra bir daha yüzüme bile bakmazsın. Lütfen.' dedi. Tanıdık geldi mi? Bana gelmişti. 'Son bir şey atıcam sonra bir daha hiç konuşmayız' demiştin.

gelmemeyegidenkiz4

Bugün 4 Mayıs... Benim hem doğum, hem boğum günüm. Mayısın bu haftasında seninle pek ilgilenemedim sevgilim, özür dilerim. Nisanın sonlarından beri içimde kocaman bir sıkıntı büyümüş durumda. Aslında sadece Nisanda değil, Ağustosun sonlarından beri içimde küçük bir sıkıntıyla bugünleri düşünerek yaşadım. Şimdi de o sıkıntı kocaman bir dağ oldu. Nasıl gidecek hiç bilmiyorum.  'Ne yapacağım? Aramız o hafta iyi olacak mı? Doğum günlerimizi beraber mi kutlayacağız? Beraber mutlu olacak mıyız?' Kafamda bir sürü soruyla bu haftayı beklemiştim. Ama görüyorum ki bir yılda neler ne kadar fazla değişebilirse değişmiş. Tek başıma kutladım doğum gününü. Tek başıma kutluyorum doğum günümü. Hayatımda daha önce zamanı geri almayı neden bu kadar çok istediklerini anlamıyordum. Ama şimdi tam bir yıl önce şu ana dönmeyi o kadar istiyorum ki, her şeyimi feda edebilirdim. Ben 'Yağmur'u içimde kullanıyordum sevgilim. Yağmur'u kimseye göstermiyordum ben. Herkesten başka bir evrende, kimsenin bilmediği yerlerde kullanıyordum. Çünkü Yağmur tanınmayı sevmiyor, istemiyor. Kendi halinde bir şeyler yazmayı seviyor. O yüzden 'Elif ve Yağmur'um ben. Elif benim sana ve diğer herkese gösterdiğim tarafım. Elif çok konuşmayı sever, başarıyı, çabayı, aşk dolu mısraları, kendini, kitaplarını, yemek yemeyi, en yakın arkadaşıyla saçma sapan davranmayı, senin ilgini çekmeyi, sevmeyi sever. Elif hem enerjik ve mutlu, hem bencil ve utangaç biri. Kendini her zaman haklı sanar. Her zaman en iyisini yapması gerektiğini hisseder. Yağmur ise yazmayı, okumayı, şarkıları, kuşunu, arkadaşlarını sever. En çok sevdiği şey ise sensin. En konuşmak istediği, en sarılmak istediği, en sevilmek istediği kişi sensin. Ama Yağmur sana bunları söyleyemez. Söylemeye cesareti yok. Yağmur diliyle değil, şarkılarıyla konuşur. Şarkılarıyla açılır. Söylemeye cesaret edemediği her şeyi şarkılarıyla açıklar. Elif'ten çok, Yağmur sever seni. Yağmur seni daha saf sever. Elif sadece senin ilgini çekmek için çabalar.

gelmemeyegidenkiz4

Gurursuz hissediyorum mesela, tam bir gurursuzum. Herkesin gözlerinin önünde gözlerimin içine baka baka beni hiç sevmediğini söyleyen kişiye tekrar aşık oldum. Bu gurursuzluk. Beceriksiz hissediyorum. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım olmuyor. Ne onun ne bunun ne şunun gözüne girmeyi becerebiliyorum. Bu beceriksizlik. Hadsiz hissediyorum. Haddim olmayan her şeye karışıyorum. Oradan buradan atlıyorum her şeye. Buna engel olabilmeyi isterken yine beceremiyorum. Tehlikeli hissediyorum. Başkalarının benden korktuğunu görüyorum. Bu yüzden gözüme uyku girmiyor. Suçlu hissediyorum bir de. Severken çok zarar veriyorum. Kendimden soğutuyorum. Vuruyorum, söylüyorum... İçimde kalanları hep dışa veriyorum. Tutamıyorum içimde. Bu suç. En önemlisi, kullanılmış bir aptal gibi hissediyorum kendimi. Öyleyim de. Herkese güvenip herkes tarafından kullanıldım. İyi niyetim suistimal edildi. Tuttuğum sırlar işin sonunda beni suçlu kıldı. Tam bir aptaldım. 'Olsun, bakışlarında sevgi var.' deyip kendimi kandırdım aylarca. Sonra yıkıldım. Çöktüm. Şok oldum resmen, şok yaşadım. Beni hiç sevmediğini aynı gün içinde üçüncü kez söyledikten sonra geldim eve, bıraktım çantamı oturdum koltuğa. Şok. Yaşadığım şey şoktu. Kriz geçirmeden önce sordum. 'Neden?'. 'Neden sevmedi ki? Ben ne yaptım ki? Ben sadece sevdim. Çok mu sıktım? Yanlış mı yaptım? Sevmeyi mi beceremedim?' Sonrası bir facia idi zaten. Aynı bir araba çarpması gibiydi, emin olabilirsin. Kimseden de gizleyemedim. Daha sonra bunu anlatırken de hep gülerek konuştum. Acılarımı gülerek anlattım. Hiç yaşadın mı sen? Çektiğin acıları normalmiş gibi gülerek anlattın mı hiç? Umarım anlatmışsındır. Umarım çektirdiğini çekmiş ve öyle karşıma geçmişsindir, sevmek istemişsindir.

gelmemeyegidenkiz4

Düşündüm... Bir aydır seninle yaşanan hem geçmişimi hem geleceğimi düşünüp durdum. Aylar öncesini, yıllar öncesini, aylar sonrasını, yıllar sonrasını düşündüm. 'Doğru mu?' dedim, 'Tekrar aşık olmam doğru mu bence?' diye sordum. Tek bir cevap bulamadım. Senin arafında kayboldum ve ne kendime ne de sana sorduğum hiçbir soruya cevap alamadım. Çabalama işte, olmuyor. Soğuyamıyorum senden. Ben de denedim senden uzaklaşmayı. Senden nefret etmeye çalıştım, duygularımın toprağa gömülüp bir daha canlanmaması için çok savaştım kendimle. Ama başaramadım. Olmuyor işte, sen de görüyorsun. Evet, uzaktan sevelim. Sen demeden çok daha önce konuştum ben kendime. 'Boşver ya,' dedim. 'Gördün işte, olmuyor. Sizden hiçbir şey olamıyor. Boşver, uzaktan sev sen. Ne o senin canını acıtabilir, ne sen onu daraltırsın. Sev öyle uzaktan. Tek bir şeyine bile karışmak senin haddine değil. İzle öyle uzaktan. Başkasına aşık olsa bile o mutluysa öyle sev onu. O başkasıyla mutluysa sen kendinle acı mutlu ol. Ama yapma. Tekrar kendine bunu yapma. Tekrar olsanız bile sonucu tamamen kesin ve belli. Sadece birbirinizi yıpratacaksınız. Bırak izle sadece.' dedim. Kendime çoğu kez aynı konuşmayı defalarca yaptım. Ama ne oldu? Bunu bile başaramadım. Yine beceriksiz davrandım. Kendimi tutamadım. Olmuyor, susamıyorum. Kendime engel olmaya çalışıyorum ama yapamıyorum. Sen uzaktan sevdiğini söylediğinden bugüne hiç iyi değilim ben. Dağıldım. Kafamda bir sürü soru birikti. Bunların hiç birine de cevap alamıyorum. En acısı bu zaten. Kaç hafta geçti gitti, ama ben kafamdaki sorulara hiçbir cevap bulamadım. Bazı şeyler hissediyorum içimde. O hisler içimi daraltıyor, kalbimi sıkıştırıyor, beni çok sıkıyor. O kadar sıkıyor ki kelimelerimden çıkmak zorunda kalıyor.

gelmemeyegidenkiz4

Çok özledim be... Allah kahretsin ki her saniye burnumda tütüyorsun. Yine en çok sana ihtiyacım olan bir zamanımda yoksun. Aslında hiç olmamıştın ki zaten, değil mi? Sen hiçbir zaman umursamadın ki beni. Hiç önemseyecek kadar düşünmedin. Aklına getirmedin. Ben bunu bile bile sevdim seni. Senin aklına bir saniye bile gelmediğimi, gelmeyeceğimi bilirken sevdim ben seni. Benimki hoşlantı değildi. Aşktı, sevgiydi. Seninki... Egonu tatmin etmekten ibaretti herhalde. Der ya, 'Ben sana her şeyimi verdim, sen beni hiç sevemedin.' Sahi, sen beni neden hiç sevmedin? Neden ben sana böylesine aşıkken sen hiç takmadın beni? Onu geç, neden bu kadar aşık ettin kendine? Neden ben senin tek lafınla günlerce afal vaziyette mutluyken, tek lafınla haftalarca gözyaşı döktüm Demiş ya Sunay Akın, 'İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz. Ben seni, sen kendini.' Sen neden hiç düşünmedin beni? Neden hep kandırılan, neden hep en çok seven, neden hep gözyaşı döken ben oldum ki? İçimi hep sana açmak istedim. Acımı, sıkıntımı, öfkemi, mutluluğumu sadece senle paylaşmayı istedim. Ama o zaman da sen yoktun işte. Sandım ki; beni hala seviyormuş, benden vazgeçmemiş, beni hep beklemiş... Sanmakla kaldım ama. Fark edemedim ki gözlerinde özlemin görülmediğini. Aşkın, isteğin, saklamaktan bıkmışlığın... Göremedim. Kör olmuşum aşktan, fark edemedim. Belki de şu an aklın başına gelmiştir sanıyorum. Bu sefer sanmakla kalmayı istemiyorum. Sev, uzaktan sev de yine de sev. Sev ama benimle bir daha asla olamayacağının farkında olarak sev. Sen istesen bile ben artık olmam. Olamam ki... Tekrar güvenemem birine. Sana güvendim, parçalandım. Ona güvendim, tek kalemde silindim. Kanımdakine güvendim, hayatımın yarısını kaybetmek üzereyim şimdi. Ben hep kullanıldım, bilemezsin. Kullanılma hissini bilmezsin sen. Ben zaten aşık olmuşum bir kere, sen de seveceksen güzel sev. Yine beni umutlandırıp sonra parçalama. Sen sevsen de, sevmiş gibi yapsan da zaten, ben seni hep seviyorum. 'Sevmesen de severim. Gurur benim neyime?'