kendineyaslan

Biliyor musun düşünmen sahiden yeterdi, minik bir gayretin ufacık bir adımın yeterdi. Sarılman değil, sarılmak için uzatacağın elin yeterdi. Dönsün demiyorum bak, senin bana doğru meyleden yüzün yeterdi. Ayağının ilk taşa değdiği yerde çekip gitmek, sevdaya dahil değil.

kendineyaslan

Biliyor musun düşünmen sahiden yeterdi, minik bir gayretin ufacık bir adımın yeterdi. Sarılman değil, sarılmak için uzatacağın elin yeterdi. Dönsün demiyorum bak, senin bana doğru meyleden yüzün yeterdi. Ayağının ilk taşa değdiği yerde çekip gitmek, sevdaya dahil değil.

kendineyaslan

on yedi haziran iki bin yirmi.

kendineyaslan

Keşke hep on yedi haziran iki bin yirmi de kalsaydım.
Reply

kendineyaslan

İki yıl olmasına yirmi gün kaldı.
Reply

kendineyaslan

on yedi haziran iki bin yirmi. 
Reply

kendineyaslan

Bir yanılgının, binlerce yenilgiden daha keskin olduğunu gördüğünde eve dönmek isteyeceksin ama ev; kapı duvar olacak. Ve sen, bildiğin denizlerde yeniden boğulacaksın. Aşina yüzler el olacak, ve yalnızlığı şah damarında hissedeceksin. Sonra geçecek. Her şey geçer, bilirsin.

kendineyaslan

Karanlık bir caddenin ve evren kadar büyük bir boşluğun kenarında tekinsiz olan tek şey elleri olan bir kadın sarılacak sana bir haziran gecesi. Ellerini alacak sabaha kadar seveceksin ve sevmek seni en kuytularından kurşuna dizecek. Sonra gidecek. İnsan, arzusunu sever bilirsin.
Reply

kendineyaslan

Bir şarkının notasına takılı kalacaksın ruhundaki sızı ile bir günbatımında. Hep yanlış melodilerde dans edeceksin ve ömrün bir yanlış anlaşılmalar seromonisine dönecek. Her köşe başında, içini acıtan o sesi duyacaksın, korkma. Acıdan geçmeyen her şarkı biraz eksiktir, bilirsin.
Reply

kendineyaslan

Kirli bir tükeniş.
          Durmadan, boyuna gelen doyumsuzluk
          Azalarak çoğalan acılar.
          İnce olamayışlar.
          Katre katre güvensizlik.
          Artık içimle dışım beraberler, düşünemez oldular.
          Sonu yok ki Pina
          İnan hep aynı.
          Yarım kalanlar.
          Fırlatıp atılan yaşamlar.
          Kırılıp dökülen yapraklar
          Sonsuz gökyüzü altında.
          Vefayı kuşlar alıp gitmiş.
          Bitti.

kendineyaslan

Hay aksi, kendini bir bok sanan, edepsiz, beş para etmeyecek kelimelerle asırlar sürecek sancılar yaratıyorum kendime. Buraya kadar yazdığım hiçbir şey seni bağlamazken beni tam da boğazımdan asıyor bu bataklığın en orta yerinde. Dünya bir bataklık, yeşermeye çalışan her insan de-li-rir.

kendineyaslan

Gelme diyecektim, geldin. İyi ettin geldiğine. Neredeyiz? bir şehir yanıyor, dikkat et tutuşabiliriz. İşte ilk ateş gözlerine düştü, sonra dudaklarına, saçlarının arasına kıvılcımlar doldu ışıl ışıl. Yanıyorsun, yanıyorum, yanıyoruz. Aramakla yetinsek bunlar gelmeyecekti başımıza yine de memnunum. İyi ettin geldiğine. Taş olup kalmaktansa, ağaç olup yanmak iyi. Ellerini ver, ellerini. Öpüşmeye susadım.Tırnak uçlarından öpmeye başlayacağım seni.Titreme, yanıyorsun.