meleksu2018

"Ben birinin hiçbir şeyiyim. En çok da bu koyuyor. Ortak tek bir fotoğrafımız bile yok. Bugünlerde ben adsız bir özlemim. Yağmur yemiş bir deniz gibiyim."
          	
          	
          	Atilla İlhan•

meleksu2018

Rüzgarı dinlerdik ocak başında,
          Aklımız denizin haykırışında,
          Alevler yansırdı her bakışında,
          O güzel günleri gel de özleme.
          
          Elin elimdeydi körpe ve sıcak,
          Kalbim ellerinde yandı yanacak,
          Ocağa ne hacet; gönlümüz ocak,
          O güzel günleri gel de özleme.
          
          Camlarda serçeler ateşe hasret,
          Parlak alevlerle dağılmış kasvet,
          Çile de neymiş ki? Ne demekmiş dert? 
          O güzel günleri gel de özleme.
          
          Sende benim gönlüm, bende seninki,
          Sen Leyla, ben ise Mecnun, inan ki,
          Kolların boynumda gül dalı sanki,
          O güzel günleri gel de özleme.
          
          Dışarda karakış hüküm sürüyor,
          Sevgin canevime doğru yürüyor,
          Sevda bizle doğmuş, bizle büyüyor,
          O güzel günleri gel de özleme.
          
          Kar sanki bir perde penceremizde,
          Kahkaha oyuncak ellerimizde,
          Bir gençlik masalı dillerimizde
          O güzel günleri gel de özleme.
          
          

meleksu2018

Meydan mı verirdim bu ayrılığa?
          bilseydim bu kadar zor olduğunu.
          bilseydim dünyanın böyle karanlık,
          bilseydim bu kadar dar olduğunu.
           
          dilimden sıçrayan bir kıvılcımın
          bilseydim bir anda kor olduğunu.
          bilseydim şu anki gönül acımın
          senin yokluğundan var olduğunu.
           
          boyun mu bükmezdim sitem etmene,
          bilseydim sükutun kar olduğunu.
          sebep mi olurdum dargın gitmene,
          bilseydim küsünce sır olduğunu.
           
          bilseydim yüzümün dört mevsimi güz,
          içimin ağlayan nar olduğunu.
          bilseydim odamın dört duvarı buz,
          sensiz yatağımın kar oldugunu.
           
          fırsat mı tanırdım bu dargınlığa
          bilseydim bu kadar zor olduğunu.
          bilseydim zindandan daha karanlık,
          bilseydim hücreden dar olduğunu...
          
          
           #Cemal Safi...

meleksu2018

Yerin seni çektiği kadar ağırsın 
          kanatların çırpındığı kadar hafif.. 
          kalbinin attığı kadar canlısın
          gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
          sevdiklerin kadar iyisin
          nefret ettiklerin kadar kötü..
          ne renk olursa olsun kaşın gözün
          karşındakinin gördüğüdür rengin..
          yaşadıklarını kâr sayma:
          yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
          
          ne kadar yaşarsan yaşa,
          sevdiğin kadardır ömrün..
          gülebildiğin kadar mutlusun
          üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
          sakın bitti sanma her şeyi,
          
          sevdiğin kadar sevileceksin.
          güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
          ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
          bir gün yalan söyleyeceksen eğer
          bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
          ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
          ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
          unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
          güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
          kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
          ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
          kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
          
          işte budur hayat!
          işte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
          bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
          ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
          çiçek sulandığı kadar güzeldir
          kuşlar ötebildiği kadar sevimli
          bebek ağladığı kadar bebektir
          ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
          sevdiğin kadar sevilirsin...
          
          
           #CAN YÜCEL

meleksu2018

Ellerindi ellerimden tutan
          ellerimdi ellerinden tutan...
          bıraktığı anda ellerimiz ellerimizi
          gökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizin
          kimbilir kaç martılar halinde...
           
          bir masada karşı karşıya
          seyrederken dudaklarını senin,
          dile gelmiş ilk türkçeydik...
          henüz başlamış külrengi bahar,
          ne savaş, ne barıştık biz...
           
          bu dünyaya yeni gelmiş bir diyar
          manolyaya gece konmuş kumrular...
          
          
           #Can Yücel :)

meleksu2018

Terketsen de tüm aydınlık yolları,
          kilitli kapıların önünde kalsan da; 
          kovalamak istediğin özlem dolu anları
          yitirdikçe hatırlasan ve sarılsan da...
          
          koklayabileceğini mi sanıyorsun? 
          çiçeklerle dolu renkli bahçeleri,
          niçin okşayarak yaklaşamıyorsun? 
          senden kopan canlı güzellikleri...
          
          ışıkları kaybolmayan bir dünya'da
          ve de istanbul'da mavi'yi tutmamak niçin? 
          eski yalıların yosunlu kıyılarında
          üzülme gölgeni bulamadığın için.

meleksu2018

Öyle bir hayat yaşıyorum ki, 
          Cenneti de gördüm, cehennemi de.
          Öyle bir aşk yaşadım ki, 
          Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
          Bazıları seyrederken hayatı en önden, 
          Kendime bir sahne buldum oynadım.
          Öyle bir rol vermişler ki, 
          Okudum okudum anlamadım.
          Kendi kendime konuştum bazen evimde.
          Hem kızdım hem güldüm halime
          Sonra dedim ki ' söz ver kendine '
          Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
          Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
          Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
          Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
          Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
          Öyle çok değerliymiş ki zaman, 
          Hep acele etmem bundandı
           Anladım...

meleksu2018

Gülün tam ortasında ağlıyorum
          her akşam sokak ortasında öldükçe
          önümü arkamı bilmiyorum
          azaldığını duyup duyup karanlıkta
          beni ayakta tutan gözlerinin
          
          ellerini alıyorum
          ellerini beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
          ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum
          istasyonda tren oluyor biraz
          ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım
          
          gülü alıyorum yüzüme sürüyorum
          her nasılsa sokağa düşmüş
          kolumu kanadımı kırıyorum
          bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı
          ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene