nef-ha

zerre içinde zerreyim

nef-ha

şimdi düşünüyorum da bırak bilmeyi ben aslında hiç öğrenemedim kendimi
Svara

nef-ha

neyi terk ettiğini bileceksin ki, neye kavuşmak istediğini bilesin 
Svara

nef-ha

neyi terk ettiğini bileceksin 
Svara

nef-ha

çok değil sadece iki hafta önce. doğum günümdü en sevdiğim insanlar beni bilmelerine rağmen kutlamışlardı. bilirler ki sevmem böyle şeyler. evdeydim, ev sıcaktı. aldığım nefes için şükranım yoktu, yada karnımın tok oluşuna. içimde ne endişe vardı ne de korku. her zamanki gibiydi işte. o günün üzerinden sadece iki gün geçti. gecem zehirdi, vardı bir şeyler içimde hissediyordum. tutmadı uyku sabahlama isteği vardı içimde lakin okula gitme düşüncesi beni yatağa götürdü. Allah biliyor ya gitmeyeceğime de emindim. uyudum sadece bir saat belki daha az ama fazlası değil. kıyamet koptu sanki. evet öyleydi. bağırışma sesleri, uğultular ve sallanan yatağım.. zar zor attık kendimizi dışarı. yürümek zor ayakta durmak daha çok, çıktığım gibi geri girdim. n'olacak sanki? yağmur vardı. hava soğuk. annemde benimle, beraber topladık montları, bi o yana düşüyoruz bi bu yana,indik sallanmaya devam ediyoruz. dört dakika sürmüş. sesler hâlâ var uyanmayı bekliyorum. yine kâbus görüyorum.. 

nef-ha

nef-ha

aman ne iyi
Svara

nef-ha

hayat bir oyun gibi ve doğum günlerimiz de seviye atlamak oluyor
Svara

nef-ha

ve üflenecek mumlar. 
Svara

nef-ha

ölmemişsin fakat ölmedim de diyememişsin. harabeye dönmüşsün sen. yıkılmıyorsun ama yıkılmadım da diyemiyorsun. bir arafta kalmışsın. bu araftan siktir olup gitmek için ruhunu şeytana bile satarsın. çıkış yolun kapalı, duvarları üzerine yıkmışsın. güvensizliğin boyundan büyük. ruhun boğulmuş. kalbin karanlıkta kalmış.