Bugün oturdum ölümü düşündüm kirli, acı bir su gibi yürüdü içimde. Dokunduğum, gördüğüm her şeye sindi. Ürperdim, korktum ve biraz şaşırdım. Bugün oturdum ölümü düşündüm, yağmur altında ya da karanlıkta bir başıma kalmış gibi. Sevgilim böylesine alımlıyken. Güz kuşlarının güneye doğru akıp gideceği yol, iyice belirmişken gökyüzünde. Onarırken, sararken hayat çocukların incinmiş gülüşlerini. Artık her park yeri bir apartman inşaatı, her sokak bir otomobil nehriyse de. Bugün oturdum ölümü düşündüm soğuk camlara dayayarak yüzümü. Kuşağımın acısını, kefenlenen gençliğimizi, yaşayan ya da artık yaşamayan dostları. Bugün oturdum ölümü düşündüm
örterek yüreğime kara bir tülü. Bugün oturdum ölümü düşündüm, kapkara bir gece penceremi dalarken. Öleceğini bile bile karşı koymanın onurunu Yiğitliğin, özverinin, sevginin. Arkadaşlarımın yüreklerinden çıkan özsuyunu. Bugün oturdum ölümü düşündüm, bir darağacında ya da yolda yürürken. Bugün oturdum ölümü düşündüm Yirmi yaşında ve hayat bu kadar güzelken.