Ağustosun ortası, Riva'nın saklı koyunda..
Saat gece yarısını çoktan geçmiş..
Uzanmışız kumlara, ayaklarımıza değen dalgalar içimizi serinletiyor.
Az ileride uğuldayan köpekler. Arkada kafası kıyak bir oğlan, elinde gitarı bağıra bağıra söylüyor şarkısını..
Gözümü yüzümüzü aydınlatan yıldızlara diktim.
Ne kadar da çoktular..
Başımı sağıma çevirdim, elimde eli, yüzünde o çok sevdiğim gülümsemesi..
Kaç yıl geçti o geceden bu yana?
Hala o sözleri aklımda..
'Öldüğümde hayatım film şeridi gibi geçerse önümden eğer, yemin ederim bu sahneyi sona saklayacağım. Yemin ederim bu sahneyi görürsem eğer, gülümseyerek uyuyacağım.'
Nasledovanie
