sadnightindecember

sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde, kalabalıklar kadar büyük.

sadnightindecember

kimseler görmedi, bu dünyadan ben geçtim. içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim, içinde senin ve benim ağırlığım, benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına ben geçtim.
Reply

sadnightindecember

sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde, kalabalıklar kadar büyük.

sadnightindecember

kimseler görmedi, bu dünyadan ben geçtim. içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim, içinde senin ve benim ağırlığım, benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına ben geçtim.
Reply

sadnightindecember

uzak nedir, kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir? beyazların yöresinde nasibim kalmadı, yakın yerde soluklanacak gölge bana yok. bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum. burada bitti artık işim, ocağım yok.

sadnightindecember

uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Reply

sadnightindecember

dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. insanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. yağmur ha yağdı ha yağacak. incecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. hüznün bütün koşulları hazır. nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı.

sadnightindecember

dönelim, dönmek yenilmektir biraz da. yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır. olsun, dönelim biz yine de. evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. ölçüsüz yaşamak bize göre değil.
Reply