sahtekarlarainat

Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği.
          	Evet. Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği. 
          	Ne kadar açık değil mi?
          	Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği. 
          	Daha açığı var mı? 
          	

sahtekarlarainat

Gözlerini zihnimde canlandırdıkça ezberimde olan şiirler dökülüveriyor dudaklarımın arasından.
          Kulaklarım, dudaklarımdan çıkan minik kelimelerle inliyor adeta; ve gözlerim, 
          O yeşile çalan kahveyi düşledikçe yerini gözyaşlarına bırakıyor. 

sahtekarlarainat

Yorgunsak eğer, bu daha önceden çok uzun bir yolu yürüdüğümüzden değil midir? Ve insanın yeryüzünde verilecek bir savaşı olduğu doğruysa, o bezginlik duygusu ve başın yanıp tutuşması,  uzun süredir mücadele ettiğimizin bir göstergesi değil midir?
          
          Izdırap hiç dinmeyecek.

sahtekarlarainat

Ínsanın en büyük zaafı anlaşılmak. Ve bu devirde her bakışta biraz daha güvensizleşiyor insanlar. Yaşadığımız acılar küçümseniyor ya da üstünden biraz zaman geçince sanki o acı artık bizden bir parça olduğunda bile hiç yaşanmamış gibi davranıyorlar. İnsanoğlu hep bu kadar narin miydi bu kadar hassas mıydı bilmek isterdim. Göğsümde bir yumru var dua ettiğimde bile dilim varmıyor sadece elimi açıyor öyle bekliyorum. Hep bir yol arıyor sonunda kayboluyorum. Denizin dibinde kalbimdeki yük saydığım kapılar ile bekliyorum. Dermanım geleceksin biliyorum.

sahtekarlarainat

Sarılmanın verdiği mutluluğu ne ile açıklayabilir ki insan. Hangi bilim adamı sarılmayı araştırabilir. En fazla Bi iki bilimsel saçmalığı kendince yorumlayıp ortaya bir tez sunabilir. Peki sarılmanın verdiği mutluluğu ne ile açıklayabilir. Bunun bir tarifi yok. Tarifede gerek yok zaten. Huzuru sevginin kollarında bulup tamam deriz bizde en fazla. Kimse bozmasın yeter deyip susabiliriz. Sarılsak mı? Huzur bulsak birazcık, şu huzuru kaçmış dünyada...