senfonisel

solan çiçeklerim mavi. 

senfonisel

01:23. 

senfonisel

yedi rekât günah kıldım bedeninde, dizlerinde yedi zikir secdeye vardım. ihmalin uzak meleğine, teninde aldandım. yapayalnızdım kendi kalabalığım içinde. tarih kadar yalnız, aşka âşina, acıya unutkandım. er yüzlerde tavaf ettim bunca yıl kalb evini. kırk yemin kurutmuştur sanırken içimin pınarlarını, inanmadığım allah'a senin yüzünde inandım. adı dua olan sevgilim; yandım, yandım, yandım. sessizliğe borcum var birkaç kelime, sessizliğe borcum var birkaç feryat, sessizliğe borcum var birkaç çığlık. sustum, yıllarca sustum kan içinde. ödeyemedim borcumu onca şiirle. adı dua olan sevgilim, yandı ruhumun gömleği. yedi deryalar içinde; aştım, aştım, aştım. aslında sen yoktun, yalnızca bir duayı sevdim ben. varlığın yalanımdı. aşktım, aşktın, aşktı. geçti, gitti hepsi. geçti, gitti işte. dudaklarım kilitli; yasin, yasin, yasin. çok şükür ölmeden son duamı ettim ben. allah beni tek etti. kendi dağımı kazdım defterime. gün geldi burdan da gittim.
Reply

senfonisel

okları yaylara serin, kavgaya pusuluyorum öfkemi. seneler evvele gidiyorum, oralardan gelemiyorum. ama bir yol buluyorum bir iz, yediğim o tokadı, tam bileğinden yakalıyorum. kendimi bıraktığım o uçurumun dibinde, saçlarını taramaya altı yaşımı bekliyorum. bir kara kitabı hiç açmadan, içinde adım geçen o büyüleri hatırlıyorum. hepsini duayla çarpıyorum bu iki menzilde savaşmaya benzer. buralarda her şey mutlak hiçliğe benzer. ama bunca ölmeklerle ben; iştahla yaşıyorum, iştahla sevişiyorum bir bedenle. gel üstüme üstüme ama incitme gönlümü. sırayla, bozma sırayı. gerek yok yakanda bir çiçeğe, ben seni hiç görmemiş olsaydım da görünce tanırdım. sana ilk kez rastlasam bir sokakta öylesine, bilirim ki benim için çıkmışsın o kapıdan, bana atmış her adımını, bana çıkan yolları yürümüşsün, bana varmak için yaratılmışsın sen. eğer gelirsek göz göze emin olurum ki bu çağa benimle göz göze gelmek için gelmişsin. bilirim isterdin bir derenin kenarında çözmek ellerini, neyleyeyim burası biraz soğuk ve karanlık. üzülme er olmak için cihan harbinin yoktur gereği. cihanı harp sanmayasın, harbi de cihan. etme öyle şeyler, sana sütlaç filan yaparım. tanrıya dedim ki ben senin bir çocuğunum o senin bir oğlundur, eğer sularımızın birse dibi, nişanla şu yeryüzünde göğe idem gönüllerimizi.

senfonisel

sen çok güzelsin ama benim  gözlerim çok yaşlı. ürkme, ürkütme. kırma, kırılma tamam mı. yaşa ve yaşat, zor değil. gerdim bir yayı amma ok yok. gel de haydi bir cenk eyle benimle. kazanırsam şaşırmam sen kazanırsan şaşıracağım kadar, kaybedersem incinmem sen kaybedersen incineceğim kadar. ne olacağını ben bilemem, o kadarını da sen düşünürsün. olmazsa da ne diyeyim er de olsa bey de olsa erkek erkektir derim, ben onu tanırmışım çok eski bir devirden yahut öyle sanarmışım ama o beni bilmezmiş derim. ne sustur ne bir sükuttan ağır söylet beni. bir elbise alırım çiçekli miçekli, sıyrılmaz eteği ama düşer askısı neyleyim. kapanmaz düğmesi gömleğimin. gelmez iki yakası bir araya. yorgunum, halsizim, başım dönmüyor nice vakittir ama işte ölüm bu. alameti bitmiyor. varsa bir diyeceğin söyle de dinleyeyim, iştahla yarıyorum göğsünü düşmanın, dostu iştahla arıyorum. beni biliyorsun, gözü kara, ağzı kırmızı, dişleri takır takır taramalı bir tüfek gibi zangırdayan o içli çocuğum ben. ağlıyorum onun adı ne vakit gelse aklıma. ağlıyorum aklım çıkarken o sokakta. soyundum pervayı bir zırh gibi. bak anadan üryanım koynumda muskam bile kalmadı. anam kalmadı benim, yârim kalmadı. kırk yıl bir cihan yatağımın ucunda bana tepsi tepsi merhamet taşısa, yine o gördüğüm zulmü silemiyorum. sen ezilmiş çocuksun, ta kâlu beladan tanırsın beni. eden ettiğini elbet bulur ama beklemeye ömrüm kalmadı. şimdi atları sür, omzumdaki kurtları uyandır ayın rüyasından. yıllar evvel bastığım o mayın infilak etti ve çatladı orta yerinden evimin taşlanmış camları. şeytanlarımı çağır gelsinler haydi. gel çöz bir bir göğsüm düğmelerini. kurşun yanıklarımızdan barut ayıklayacağım. söyle allah’a, benim kıyametim kopalı çok oldu. ahiret benim canımın yandığı gündü. mahşer benim hep yarı yolda bırakıldığım ilk gün. söyle, söyle allah’a. ben bu hesabı kendim kapatacağım. 
Reply

senfonisel

sana çok, her şeye en az iki defa baktım. kesmedim kesilmesi gerekenleri, kırıldılar. kalbimin çeşitli peygamberleriyle, tutup saçlarına eyyub anlattım. dedim, senin de saçların cumhuriyetin ilk günleri.