smirni

istediğimi ver, istediğimi bana yolla
          	istediğimde benim ol, istemediğimi anla

smirni

"insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.
          dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır."

smirni

"tanrının emirleri öyle değildi çünkü. bir ölümlünün emirleri tanrıların hatasız, yazıya dökülmemiş, değişmez kanunlarından önemli olamaz çünkü. onlar dün ya da bugün var olmadılar. nereden geldiklerini de kimse bilmiyor. ezelden beri var olduklarına göre,
          bir ölümlünün emirlerinden korkup da tanrılara karşı suç işleyemem ben."
          
          sofokles' antigone.

smirni

kendimi büründürdüğüm itaatkarlığım, bazen içimdeki o hırçın ve korkusuz yönümle baş edemiyor. sorgulama isteğiyle yanıp tutuşan düşüncelerim ancak bir noktaya kadar gelebildiğinde ve ilerisinde koca kalın duvarlarla karşılaştığında, içimdeki ölüm isteği hiç olmadığı kadar baskınlaşıyor. ve o zaman, hep aciz ve korkak hissettiğim bir tarafım tanrıdan sonsuz bir medet umuyor beni yanına alması için. keşke bu isteklerim dünyanın acımasız bir yer olduğundan kaynaklansa diyorum, ancak ne yazık ki tüm bunlar beni en çok acıtan ve uçuruma sürükleyen merakımdan dolayı kaynaklanıyor.
Reply

smirni

şimdi herkes gibi olacağım. yiyeceğim, içeceğim ve zamanı öldürmeye devam edeceğim. ne zamana kadar böyle sürer, ne zaman çığlıklarım sessizliğim altında ezilemeyecek kadar arsızlaşır bilmiyorum. tek bildiğim herkes, kendisine bile herkes olduğu için tasasız bir hayat sürerken benim tek suçumun kendim olmam olup, bunun cezasını ölene kadar çekecek olmam. 
          müzik dinliyorum. hayatımı güzelleştiren kişiler var. onlara teşekkür mü etmeliyim ya da kızmalı mıyım bilmiyorum, hala nefes alıp eziyetime son vermeme engel oldukları için.