bir fanusun içinde pamuklara sarılarak büyütüldüğünü gördüğüm bir çiçek ilişti gözüme. ne güzel bir çiçekti. içim sızladı herkes gibi imrenerek bakamadım o çiçeğe. yavaş yavaş yaklaştım fanusun içersinde bir hiç olan güzel çiçeğe. o an gördüm tüm gerçeği, açtım fanusun kapağını. ama ben fanusun içine farklı baktım belki de ruhumla yaklaştım. herkes gibi pamuklara sarılmış ne güzel diyemedim. uzun uzun baktım, çiçek ise anlattı bana bir bir. solmuş fakat solgun oluşu saklanmaya çalışılmış, anladım. fanusun içine kapatılmış, sözde her şeyden korunmuş. o fanus kaç kez yerlere atılmış ve paramparça olduğu hâlde sadece yönü değiştirilip sağlam olan tarafı göz önüne çevirilmiş. fakat yetmemiş daha da acımasız olmuş belki de kalpler, içine de pek çok zarar verilmiş, her biri ise pamuklarla sarılıp onarılmaya çalışılmış. esir olduğu o fanusun içine bir nefes girmesi bile çok görülmüş güzel çiçeğe. çiçek ise gün geçtikçe solmuş, kocaman fanusun içinde yok olmuş. hayat ise acımasızca soldurmış onu, solduğu için artık ilgi çekmez olmuş sonrasında bir köşeye fırlatılmış hatta varlığı unutulmuş. o bir çiçek ve hiç konuşmadı ama ben her şeyi anladım, onu o fanustan kurtaramazdım gözlerimde yaşlar ile kağattım ben o fanusun kapağını. ardımda ise solgun ama kocaman bir tebessüm bıraktım.