turlik

Öyle bir bölüm yazmışım ki, işin içinden çıkamıyorum. Kesmem gereken noktayı kaçıralı kim bilir kaç kelime oldu :) Oğuz ve Şebnem dediniz, ben yazarken ipin ucu öyle bir kaçtı ki yakalayamıyorum bir türlü. Düzgün bir şekilde toparlayabilirsem cuma akşamı geliyor bölüm;) 

rodosto

@ turlik  ahh sevgili yazarcim bizim için güzel haber... oku oku bitmesin... yaz güzellik  okuruz... 
Reply

okurseverg

@turlik  yolla gelsin Yazarcığım, sen yaz yeter ki biz okuruz 
Reply

turlik

Öyle bir bölüm yazmışım ki, işin içinden çıkamıyorum. Kesmem gereken noktayı kaçıralı kim bilir kaç kelime oldu :) Oğuz ve Şebnem dediniz, ben yazarken ipin ucu öyle bir kaçtı ki yakalayamıyorum bir türlü. Düzgün bir şekilde toparlayabilirsem cuma akşamı geliyor bölüm;) 

rodosto

@ turlik  ahh sevgili yazarcim bizim için güzel haber... oku oku bitmesin... yaz güzellik  okuruz... 
Reply

okurseverg

@turlik  yolla gelsin Yazarcığım, sen yaz yeter ki biz okuruz 
Reply

turlik

Son bölümün 300 olmasına kalmış 88 kişi, dayan bölümü vermemek için Hülya Cabbar şaka bir yana, kendime verdiğim sözü çiğnemek istemediğim için canla başla direniyorum. 88 kişi daha okursa ki; bence neden olmasın, bölüm ışık hızıyla gelir fındık kurtlarım ilk zamanlar olsa 10K olmamız şerefine patlatırdık bir yeni bölüm ama bu kez ıı ıhh, katiyetle mümkün değil 

turlik

27. bölüm yarın akşam geliyor. Aşağıya alıntı bırakıyorum:)
          
          :
          :
          :
          :
          :
          :
          :
          :
          :
          :
          
          Ertesi sabah planlanan sabah yürüyüşüne giderken giyeceği giysileri hazırlayıp dolabın kapağına asan Ayperi canını yakan saç tokasını bir çırpıda çıkarıp komodinin üstüne attı. Saç dipleri sızlıyordu ve ılık bir duş almak istiyordu. Odasının tam karşısındaki banyoya girmeden önce iç çamaşırlarını ve pijamalarını hazırladı. Kolunun altına sıkıştırdığı giysileri almış çıkarken pencereden içeri vuran bir ışık huzmesi gördüğünü sanıp geri döndü. Perdeyi aralayıp bakacağı sırada aynı gölgeyi bu kez gördüğünden emin oldu. Kalbi o an boğazında atıyormuş gibi geldi. Korku ve panikle ne yapacağını bilemedi. Sararmış yaprakları düşmeye başlayan erik ağacının dalında biri vardı. Gördüğü suret daha fazla panik olmasına neden oldu. Ancak bu panik kesinlikle kendi can korkusu değildi. Pencere kanadını açıp "Ateş, düşeceksin!" diye fısıldadı.
          
          .
          .
          .
          .
          .
          .
          .
          

turlik

Bu akşam alıntılanalım, yarın akşam bölüme koşalım:)
          
          "Ayperi'yi bu kadar çok mu seviyorsun?"
          
          Ateş aniden gelen soru ile afalladı. O an için ne diyeceğini bilemedi. Kısacık bir zaman diliminde kendini toparlayıp, "Konumuz bu değil!" dedi.
          
          "Bilâkis, konumuz tam da bu, damat bey... Kızımı seviyorsun, belli ki onun için yapamayacağın hiçbir şey yok. Tıpkı benim gibi."
          
          "Sizinkinin aksine ben, dürüst bir adam olduğum için yapıyorum bunu Timur Bey! Siz sadece kendi çıkarlarınızı, kaf dağındaki egonuzu düşündüğünüz için yapmışsınız ne yaptıysanız!"
          
          "İleri gidiyorsun Ateş Ulukan, ben senin itham ettiğin gibi bir adam değilim. Her baba gibi kızının iyiliğini, mutluluğunu isteyen bir adamım. İleride Ayperi ile bir çocuğunuz olursa o zaman anlarsınız beni."