zihnimevim

İnsan denen canlının kimliği, sadece yüzüne veya parmak izine bakılarak değil, tüm bedeninin verdiği hissiyatla da teşhis edilebilir.

zihnimevim

düşünsene: doğurduğun her üç çocuktan biri katil, öbürü kurban, üçüncüsü ise yargıç ve cellat olur. her gün katilleri öldürürler, her gün de yeni katiller doğar; her gün katiller vicdanı öldürür, vicdan da katilleri idam eder; sonuçta ikisi de varlığını sürdürmektedir: katiller de vicdan da. nasıl bir sisin içinde yaşıyoruz böyle! insanın yaradılıştan beri ettiği bütün sözleri dinle, konuşanı ne sanırsın: düpedüz tanrı'dır bu! ilk doğduğu günden itibaren insanların bütün yaptıklarına bir bak, mide bulantısından isyan edersin: düpedüz sürüdür bu! insanlar binlerce yıldır kendisiyle boş yere savaşmış durmuş ve ruhunu hâlâ açıdan kurtaramamış; insanın bu esir ruhunun takatsizliği artık dehşet verici, korkunç boyutlara varmış, ama nihai yargıç hâlâ herkesi geleceğim diyerek oyalıyor.

zihnimevim

Yalnızlığımın dipsizliğinden korkuyorum! Kendimi karanlık bir uçurumun kenarında buldum; aşağı habire sözcükle atıp duruyorum; nasıl da ağır sözcükler, ama düştüklerinde en ufak bir ses gelmiyor. O uçuruma kahkahalar, tehditle ve gözyaşları atıyorum. Aşağıya tükürüyor, bağrına taşlar kaya parçaları fırlatıyor, dağlar tepeler deviriyorum - ama hep aynı boşluk, hep aynı sessizlik.

zihnimevim

Akşamlar bir roman gibi biterdi
          Jezabel kan içinde yatardı 
          Limandan bir gemi giderdi
          Sen kalkıp ona giderdin
          Benzin mum gibi giderdin
          Sabaha kadar kalırdın 
          Hayırsızın biriydi fikrimce
          Güldü mü cenazeye benzerdi
          Hele seni kollarına aldı mı
          Felâketim olurdu ağlardım

zihnimevim

Tuhaf bir adam oldum.
          Kendimle konuşuyorum evin içinde.
          Biraz da şu koltuğa oturayım, diyorum.
          Perdeleri ne kadar zamanda yıkardın, diyorum.
          Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı El ayak değmeyen yerler nasıl tozlanıyor böyle.
          Merak etme, mutfağı tertemiz ettim.
          Terlikler senin istediğin gibi duruyor.
          Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı.
          Bir kahve yapayım diyorum,
          İki fincan koyuyorum, süt hazırlıyorum sana.
          Sessizlikten mi nedir?
          Bütün bunları yüksek sesle söylüyorum.