꧁10꧂

1.1K 183 353
                                    

Hyunjin ve Minho bir üst kattaki yemekhaneye vardıklarında öylesine bir masaya oturmuş ve gelen görevliden yemek istedikten sonra gelince yemeye başlamışlardı. Hyunjin çabucak bitirmiş olsa bile hâlâ aç hissediyordu fakat daha fazla yerse huzursuz hissedeceğini bildiğinden yememeye karar vermişti. Minho ise o koca tabağın sonunda ağzına bir lokma daha atamayacak hale gelmişti.

"Doydun mu?"

Minho'nun sorusuyla beraber Hyunjin onaylar şekilde başını sallamıştı. Minho'nun ona her ne kadar şaka amaçlı da olsa obur demesini pek sevmediği için gerçeği gizlemeyi seçmişti.

"Şu Bay Kâbus şeyini nasıl halledeceğiz?"

"Aslında sen baygınken biraz araştırma yapmıştım. Elimde pek net bir sonuç olmasa da sadece ikimizin helledebileceği bir şey olduğu kesin. Fakat yenebilmemiz için kesinleşmesi gereken bazı şeyler var."

Hyunjin anlayışla başını sallayıp masanın üzerine koyduğu elleriyle oynarken Minho'nun ellerinin onunkilerin üzerine yerleştiğini gördüğünde başını kaldırarak ona bakmıştı.

"Hyunjin, bana ne olursa olsun güveniyor musun?"

"Bunu neden sordun?"

"Çünkü buna ihtiyacım var. Bak, baygınlık sebebini anlamak için doktorlar senden biraz kan almışlardı. Sadece yorgunluktan bayılmış olsan da bazı değerlerin bir insanınkinden çok daha farklı. Bir tahminim var ve bunun için birkaç test yapmamız gerek. Eğer bana gerçekten sonuna kadar güveniyorsan bu testleri yapacağız."

Hyunjin birden bire zihnine dolan Seungjoo'nun söyledikleriyle beraber bir süre duraksamış, ardından yutkunup ellerini Minho'nun ellerinin altından çekmişti.

"Şüphelerim var."

"Ne gibi?"

"Biz tanışalı bir sene oldu Minho. Bu bir sene içinde birbirimiz hakkında birçok şey öğrendik. Yani benim hakkımdaki her şeyi biliyorsun. Fakat ben senin hakkında her şeyi tamamen öğrendiğimi düşünmüyorum. Bazen çözdüğümü düşünüyorum ama birden bire bu düşüncem silinip gidiyor. Tanımadığım birine tamamen güvenemem."

Minho gözlerini kapatıp başını geriye atmış, Hyunjin'in olduğu taraftan gelen tıkırtılarla beraber tekrardan gözlerini açıp Hyunjin'e baktığında masanın üzerine başını koymuş gülümseyerek ona baktığını görünce hafifçe kaşlarını çatmıştı.

"Şaka yapıyorum."

Hyunjin'in kıkırtısı Minho'yu gülümsetirken elini karşısındaki bedenin saçlarına atıp karıştırmış, çok acıtmamaya çalışarak çekiştirmişti.

"Bu senin cezan."

Hyunjin sahte bir sinirle doğrulup saçlarını düzelttikten sonra tekrardan ciddi bir yüz ifadesine geçmiş, dudaklarını diliyle ıslatmıştı.

"Benim ne olduğumu düşünüyorsun?"

"Bir ruh emici. Ruh emiciler duygu değişikliklerine göre farklı enerjiler yayarlar. En alta indiğimizde bedenin oradakileri bir tehdit olarak algıladı ve gözlerine baktığın anda kendini savunmak için içgüdün devreye girdi. Benim gözlerime baktığındaysa bir şey olmamış olmasının sebebi güvenli olduğumu biliyor olman. Bir ruh emici olman normal bir insanın yediğinden daha fazla yesen bile aç olmanı açıklar."

Hyunjin Minho'yu ilgiyle dinlerken son cümlesiyle somurtup kaşlarını çatmıştı. Minho ise bunu fark ettiğinde başını iki yana sallamış, Hyunjin'in ellerini tutup konuşmaya devam etmişti.

"Yani bu oburluk değil. Ruh emiciler insan yiyecekleriyle beslenemez. Hatta yemeleri onları öldürebilir. Ama eğer bir melezsen insan yiyecekleriyle de beslenebilirsin. İnsan yiyecekleriyle doymak için ise daha fazla yemen gerekir."

Mr. Nightmare (HyunHo) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin