Medya, Korhan.
~
Korhan'dan;
"Elleşme Görkem."
Belime kolunu atmaya çalışan Görkem'e yandan ters bir bakış attım ve bedenimi biraz daha yatakta kaydırdım. Görkem sesli bir nefes verip offladığında keyiflice sırıtarak kollarımı başımın altında birleştirdim.
"Banane sarılacağım." Huysuzca konuşup kolunu tekrar belime atmaya çalıştığında gözlerimi devirdim ve elimin tersiyle itekledim kolunu. "Onun olasılığı uzayın içinde yok sana öyle söyleyeyim. Onu unut, anladın mı?" Yaptığım abartılı taklitle bana şokla bakarken kıkırdayarak bakışlarımı tavana çevirdim.
Görkem pes etmiş bir şekilde yanaklarını şişirip benimle aynı şekilde karanlık tavanı izlemeye devam etti. Çaktırmadan yandan yüzüne bakmaya çalışıyordum.
"Korhan..."
Ses tonu hafif kırılgan ve kısık çıkmıştı. Hızla gözlerimi tekrar tavana çevirirken sesimin götüme kaçmış gibi çıkmasını engelleyebilmek için hafifçe boğazımı temizledim. "Ne var yine?" Dedim ters bir şekilde. Yanımda gerildiğini hissederken içimden kendime okkalı bir küfür savurdum. Onu kırdığım için kendimden nefret ediyordum.
"B-ben yine anlatır mısın diyecektim. Ama vazgeçtim gerek yok." Dedi rahatsızca benden uzaklaşıp sırtını dönerken. Ellerimi yüzüme atarak hafifçe sıvazladım ve alnıma dökülen dağınık saç tutamlarını geriye doğru taradım. Kafamı çevirerek bana alıngan bir şekilde arkasına dönen narin bedenin sırtını bir süre izledim.
Anlatmamı istediği şey, onu sevmeye nasıl başladığımdı.
Bunu sürekli bana anlattırıyor, anlattıktan sonra utangaç bir şekilde bedenimi yumrukluyordu. Sonra küsüyor, bir kaç saat sonra tekrardan barışıyordu.
Dayanamayarak elimi ince beline attım, bedenini kendime çekerek sırtını çıplak göğsümle buluşturdum.
İrkildi, ancak geri çekilmek yerine başını geriye atarak omzuma yaslandı.
"Anlatacağım." Dedim kulağına doğru fısıldayarak ıslak dudaklarımı kulağının altında ki minik bene sürterken. Nefes alış verişleri kesikleşirken, yamukça sırıttım.
"Beni böylesine nasıl etkilebiliyorsun? Tüm sözlerimi yutturuyorsun bana. Baksana, yine kendimi sana sarılırken buluyorum. Söz de bugün temas yoktu." Dedim ağzımın içinde sinirle homurdanırken. Kıkırdadı ve baş parmağıyla belinde ki kolumun üzerinde gezinmeye başladı.
"Hadi, anlat artık." Mızmızlanarak konuştuğunda kafamı olumlu anlamda salladım ve burnumu hassas tenine sürterek güzel kokusunu derince içime çektim. Minik bene de sulu bir öpücük kondurup kafamı sıcak boynuna gömdüm.
Kokusu beni mayıştırıyordu.
"Orta okula gidiyorduk o zaman, biliyorsun." Diyerek söze girdim. Heyecanlandığını hissediyordum, bu hikayeyi çok seviyordu.
"Her zaman ki gibi sen yine gözüne bir kız kestirmiştin ve ona çıkma teklifi edebilmek için benden yardım istiyordun. Ben de seni kandırarak kendime bedava tost aldırıyordum ve aslında yardım etmiyordum."
O ağzının içinde homurdanmaya başlayıp bana küfürler ederken ben biraz daha sıkı sardım belini ve kıkırdadım. Dudaklarımı saçlarına bastırıp bir süre oyalanarak devam ettim sözlerime. Sakinleşmişti.
"Hiç unutmuyorum, sarışın bir kıza âşık olmuştun o zaman. Sorun âşık olman değildi elbette, sürekli birilerine âşık oluyordun zaten koduğumun ayran gönüllü piçi!" Bu sefer ben homurdanıyordum, Görkem ise kıkırdıyordu.
Sinirle bir süre konuşmadım. Beni sakinleştireceğini düşünmüş olacak ki kolumu belinden ayırıp bedenini bana doğru çevirdi. Kafasını göğsüme yaslayıp kıvrıldığında gülümseyip saçlarının tepesini öptüm. "Hadi devam et." Sesi uykulu çıkmıştı.
"Sonra işte sevgili oldunuz bir şekilde. Sen farkında olmasan bile o sarışın kıza her geçen gün biraz daha bağlanıyordun. Günde iki kelimeden fazla konuşmuyorduk ve bu beni deli ediyordu. Yüzüme artık çok az bakıyordun ve bu benim canımı çok sıkıyordu. Onunla olduğun zamanlar beni unutuyordun."
Derin bir nefes alarak gözlerimi kırpıştırdım. Bu hikayeyi kesinlikle sevmiyordum.
"İlk başlarda ondan da diğerlerinde olduğu gibi çabucak sıkılmanı bekledim ama olmadı. Tamı tamına bir dönem boyunca beraber oldunuz ve o bir dönem, hayatımın en berbat dönemiydi. Sesini duyamadığım, yüzünü göremediğim zamanlar kalbim sıkışıyordu. Bunun nedenini o zamanlar bilmiyordum ve en yakın arkadaşımı kaybettiğimi düşünüyordum."
Görkem bana biraz daha yaklaşarak dalgalı kıvırcık tutamlarını boynuma sürttü. Sırtına doğru hafifçe eğilerek ensesini öptüm. Ardından tekrardan dudaklarımı araladım. İyice mayışmıştı, birazdan uyuyakalırdı.
"S-sonra sen onu gözlerimin önünde öptün! Gerçi hâlâ aynı şeyi yapıyorsunda neyse." Dedim acıyla karışık alaylı sesimle. Rahatsızca boğazını temizledi.
"O günün gecesinde, uzun zaman sonra ilk defa oturdum ve çocuk gibi, sessizce, ailem duymasın diye yastığı ağzıma kapatarak sabaha kadar ağladım. İlk o gece fark ettim aslında hislerimi. O kızın yerinde, kendi bedenimin olmasını ilk defa o gece istedim. Dudaklarını öpen dudakların, benim dudaklarım olmasını çok istedim."
Yutkunarak göğsümde uyuya kalan bedene baktım. Sol gözünün kenarından akan yaşı fark ettiğimde burukça gülümseyerek dişlemekten kanattığım dudaklarımı oraya bastırdım. Uzunca bir süre dudaklarımı çekmedim ordan, doya doya koklayarak bir kaç küçük naif öpücük kondurdum.
Burnumu saçlarına gömerek gözlerimi sımsıkı yumdum ve rahatsız edici bir uykunun kollarına kendimi bıraktım.
