ⅫⅠ

1.2K 107 34
                                    

Gecenin bir yarısı çalan kapıyla oturduğum yerde doğruldum. Derin bir nefes verdim. "Yine mi başlıyoruz yoksa?" Başımı iki yanımda sallayıp koltuktan kalktım ve kapıya ilerledim. Delikten bakıp Açelya'yı gördüğümde kapıyı yavaşça açtım. "Bu saatte burada ne işin var?"

"Evden ayrıldığını öğrendim." Yavaşça çekilip içeri girmesine izin verdim. "Ve Özge'nin buna izin verdiğini." Kendini koltuğa bırakıp elini saçlarından geçirdi. "Tek başına burada kalmana izin vereceğimi mi sanıyordun?"

"İznini almam mı gerekiyordu?" dediğimde derin bir nefes aldı. "Burada kalman çok tehlikeli." Güldüm. "Sence sorun burası mı? Ayrıca buraya geldiğimin yeni mi farkına vardın?" Başını koltuğa yasladı. "Özge'yle kavga ettik." Kaşımı kaldırdım. "Senin gitmene izin verdiği için."

"Onun suçu yok, gitmek isteyen bendim." Gözlerini gözlerime çıkardı. "Onun yerinde ben olsaydım buraya tek gelmene izin vermezdim ama." 

"Çocuk değilim. Tek başıma kalabilecek durumdayım." Ayağa kalkıp yanıma yaklaştı. "Asil'e zarar veren şey sana da verebilir." Omuz silktim. "Umursamıyorum." Derin bir nefes aldı. "Ben umursuyorum ama." 

"En yakın arkadaşım öldü diye her an benimle ilgilenmek zorunda değilsin." Başını iki yanında salladı. "Senin yanında olmak istediğim için yanındayım." Arkasını dönüp tekrar koltuğa oturdu. Önündeki masaya oturup bacaklarımı kendime çektim. "Özge nerede?"

"Bilmiyorum, sinirle evden çıktı." Kaşlarımı kaldırdım. "Bu kadar abartılacak bir kavga mıydı?" Eliyle yüzünü sıvazladı ve derin bir nefes verdi. Elini yüzünden çekip bana bakmasını sağladım. "Ne oldu?" Zorlukla konuştu. "Beni öptü." Duraksadım. Hafifçe kalkıp mutfağa ilerledim ve bir bardak su aldım. Elimde bardakla odaya döndüğümde tekrar eski yerime oturup yavaşça su içmeden önce konuştum. "Sonra?" Elini saçlarından geçirdi. "Ne olduğunu anlayamadan ittirdim." Gözlerime baktı. "Daha sonra bana bağırıp çağırdı ve evden çıkıp gitti."

Bardağı yanıma bırakıp hafifçe ona eğilip konuştum. "Sakinleşince dönecektir." Ardından ekledim. "Bu yine de gecenin bir saatinde evime gelmeni açıklamaz." Yamukça gülümsedi. "Seni tek bırakmak istemedim." Duraksadı. "Ve sana ihtiyacım vardı." Açık kahverengi gözlerine hafifçe baktım. Önünde eğildim ve hafifçe saçına dokundum. "Nasıl hissettiğini tahmin edebiliyorum."  Derin bir nefes aldım. "Ne zaman kötü bir şeyler olsa hep bir şekilde birbirimizi buluyoruz." Duraksadım. "Sanki istemsizce, iki felaket birbirimizi çekiyoruz."

"Garip bulmuyor musun bunu?" Omuz silkti. "Ben hiçbir zaman kaçmak isteyen taraf olmadım." Gözlerimi ondan uzaklaştırdım. "Ben hala kaçmak istiyorum." Ardından tekrar ona döndüm. 

"Soğuktan donmak ister misin?" Gözlerini kırpıştırdı. Ardından omzunu silkti. Yavaşça ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim. Bahçeye çıkıp çimlerin üzerine öylece uzandığımda tereddüt etmeden bana katıldı. Gökyüzünün karanlık görüntüsüne baktım. 

"Bazen kendi zihnimi kontrol edemiyorum." Başını hafifçe bana döndürdü. "Ne gibi?"

"Hatırlıyor musun, bir kitap okumuştun." Başını salladı. "Bazen kendimi istemsizce o kitaptaki Estelle gibi hissediyorum." Rüzgarın ağaçlara çarparak çıkardığı sesi dinledim bir süre. "Sanki zihinlerimizi paylaşıyoruz." Mırıldandı. "Estelle'in zihni oldukça karışıktı." Başımı salladım. "Biliyor muydun bazı insanlar son sahnenin aslında ölüm sahnesi olduğunu iddia ediyorlar."

"Son konuşmasının hayalden ibaret olduğunu mu düşünüyorlar yani?"  Başımı salladım. "Öyleyse Marina için zor olmuş olmalı."  

Yavaşça ona döndüm. Gözlerindeki kırgın görüntüye baktığımda zorlukla nefes aldım. "Soğuktan donarak ölebiliriz biliyorsun değil mi?" Omuz silkti. Ardından gözünden süzülen küçücük bir yaşla birlikte konuştu. "Şu vaziyette tekrar ölebilirim."

Best Mistake • gxgWhere stories live. Discover now