%20

247 39 5
                                    

Benim için gerekli olan her şeyi almıştım. Parmaklarıma sürmek için tebeşir, kullanma şansım olursa diye bir halat ve kemer ayrıca güçlü birer ağrı kesiciyle birlikte lokal anestezi bir losyon sürmüştüm karnıma. Acısını hissetmezsem en azından yaşamak için bir şansım olabilirdi.

Yoksa Sevgili Maça Asımızın bana yardım edeceği filan yoktu.

Beni burda gördüğüne bile şaşırmamış, tepki göstermemişti. Onun için hala bir baş belasıydım yalnızca.

Halbuki başımı belaya sokan bendim..

Kendi kendime söylenerek çantamı sırtıma taktım ve salona indim. Sezar hidrolik kapının önünde elinde bir deste iskambil kağıdıyla oynuyordu. Fazlasıyla soyutlanmış gibiydi.

Bu yüzden onu rahatsız etmemeye çalışarak sessizce biraz uzağında durdum. Ama o, hemen bakışlarını bana çevirmişti. Gözünde burnunun üzerine kadar indirdiği yuvarlak çerçeveli sarı camlı güneş gözlükleri vardı.

"Gelesene." dedi bana. Sarı gözleri bir insan için mümkün olabileceğini düşünmediğim kadar parlaktı. Beni korkutuyordu.

Merakla ona bakıp tereddüte bir iki adım yaklaştım. Ve onun dudaklarında ukala bir gülümseme oluştu. "Her söyleneni yapmak zorunda değilsin Barbie." dedi.

Bunu ikinci defa yapıyordu. Yani Barbie lakabından bahsediyorum. Sarışın olabilirdim ama bu bebek olduğum anlamına gelmiyordu.

"Siktir git diyebilirsin. Alınmam."

"Ben Barbie değilim." dedim dudak büzerek. "Sinek Valesiyim."

"Resimli kartların en değersizi." dedi alay ederek. "Bazı oyunlarda, lanetli karttır sinek valesi. Ben olsam hoşuma gitmezdi."

"Karo papazın kolları bile yok." dedim gözlerimi kısarak.

Güldü. "Her lakabın bir anlamı var." dedi. "Zamanla öğreneceksin, tabii yaşarsan."

"Çok çekilmezsin." dedim yüzümü buruşturarak. Hep beni ezmek için bir şeyler söylüyordu.

Sezar söylediklerimi duymazdan geldi. Onun yerine önüme desteyi yelpaze gibi açtı." Bir kart seç. "dedi.

Emin olmamakla birlikte kapalı kartlarda göz gezdirip ortalarda bir yerlerden birini seçtim." Bak ama bana gösterme. "dedi hemen. Sonra desteyi kesip" Buraya koy. "dedi ve ben kartı diğerlerinin üzerine koyduğumda hızlıca karıştırmaya başladı. En sonunda durdu ve en üstte kalan kartı alarak bana gösterdi." Seçtiğin kart bu muydu? "dedi sırıtarak.

Seçtiğim kart bir kupa üçlüydü ve şuan elinde tuttuğu da tam olarak kupa üçlüsüydü.

Gözlerimi kırpıştırıp şaşkınca ona baktım ve şaşkın şaşkın başımla onayladım. İlizyon olayları beni etkiliyordu ve sihirbazlara inanırdım. Gerçek sihrin var olduğuna daha çok inanırdım.

"Bir daha." dedim gülerek. Ve aynı şeyleri bir kez daha tekrarladık. Fakat bu defa seçtiğim kartın maça Ası olması kısaca duraksamama neden olmuştu. Kaderdi bu resmen.

"Seçtiğin kart bu mu?" dedi Sezar yaralı parmakları arasında Maça Asını tutarken.

Onu başımla onaylamama kalmadan kart parmakları arasında alev almıştı. "Sen ne?.." demeye çalışırken alevler geldiği gibi yok oldu ve elini uzattığında destenin en altından çektiği kart yine Maça Asıydı.

"Bunu nasıl yaptın?" dedim şaşkınca gülerek.

Uzun boyunu benimle eşitlemek için biraz yüzüme eğildi ve gözlüklerini burnunun üzerinde kaydırıp "Önemli olan nasıl yaptığım değil." dedi. "Ne zaman yaptığım."

Maça Ası ve Sinek Valesi - GAYWhere stories live. Discover now