beş: devlere sormak lazım

357 55 19
                                    


Donghyuck sonunda istediğini alınca gülümsedi ve çizgisini bozmadan konuşmaya başladı.

"Yani bilemiyorum. Devlere sormak lazım onu." Mark bağdaş kurup daha da heyecanlı konuşmaya başladı.

"Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum ama şöyle bir şey de var bunu hiç düşünmemiştim. Ne kadar uğraştım onlar için biliyor musun? Ya salonum ne olmuştur? İçeride oturmuş bir şeyler içmiyorlardır umarım." Donghyuck amacının ortaya çıktığına üzülse de Mark'ın dikkatini çekebilmek hoşuna gitmişti.

"O zaman kararın ne?" Mark biraz duvarı izleyip düşündü, sonra aniden Donghyuck'a dönüp baygın gözleriyle konuştu.

"Bilemiyorum hiç. Kim bilir Loki ve Thor nerede? Odin'in girdiği biçimi bile göremedim." Donghyuck, Mark'a bakıp düşünmeye başladı. diğerlerine de ihtiyacı olduğu doğruydu.

"Bence onlar da buradadır. Devlerin o kadar detaylı düşüneceğini sanmıyorum." Mark saçlarını dağıtıp kafasını salladı.

"Devler salaktır. Hatta hepimizi aynı yere atmaya çalışırken yanlışlıkla ayırmış olabilirler. Eğer buradalarsa ne yapacağımı biliyorum galiba." Donghyuck ayağa kalkıp kapının yanındaki süpürgeyi eline aldı.

"Tamam o zaman. Ayrıca burada kalıyorsan ne demeye temizlemiyorsun etrafı, tozlar rahatsız etmedi mi?" Mark kafasını iki yana salladı ve yatağa uzanıp kolunu başının altına koydu.

"Benim sorunum değil. Ben tanrıyım."

buraya yaz gelmez | markhyuckWhere stories live. Discover now