4 | "Evli olmam umurumda değil."

13.8K 1K 745
                                    

Oturduğum yerde tırnaklarımı kemirmekten başka bir şey yapmıyordum bir süredir.

Bakışlarım sürekli tam karşımda oturan Bay Park ve eşindeydi. Bu siktiğimin herifi evli olmasına rağmen neden gelip beni öpmüştü inanın hiçbir fikrim yoktu ama bu işin altından iyi şeyler çıkmayacak gibi hissetmeme neden olamıyordum. Ya karısı o kamera kayıtlarını görecek, ya da daha farklı şeyler olacaktı ama bu işte yanan kesinlikle ben olacaktım.

Tırnaklarıma ettiğim işkenceyi kesip dişlerimin arasından çıkardım ve kollarımı önümde birleştirdim. Gergindim, çok gergindim ama buna rağmen yaptıklarımdan dolayı oluşması gereken pişmanlık hissinin zerresi yoktu. Yine olsa yine öperdim o güzel dudakları.

Dik bakışlarım Bay Park'tan bir anlığına bile çekilmezken onun bakışları da arada bir beni buluyor, ardından hemen önüne dönüyordu. Tüm dikkatini yanında oturan eşine vermiş gibi duruyordu ama yanıldınız, tüm dikkati bendeydi. Dik bakışları arada benimkileri buluyor, sol bacağını gergince titretip tırnaklarını ısırıyordu arada. Benim de ondan farkım yoktu ve neden gergin olduğumuzu tam da anlamış değildim.

Yaklaşık yarım saatlik bir süre bu bakışmalarla, tırnak yemelerle geçtikten sonra Bay Park oturduğu yerden kalkmış, eşiyle beraber kendi odasına geçmişti ve bu benim nedensizce kaşlarımı çatmama neden oldu.

Ama aklıma gelen şeyle sırıttım.

Masamda duran iki dosyayı kucaklayıp aceleyle kalkmıştım masamdan. Dudaklarımdaki sırıtma bir an olsun silinmezken Bay Park'ın odasının önüne gelmiş, hafifçe tıklatmıştım. İçeriden gelecek olan onay cümlesini bile beklemeden kapıyı açtığımda Bay Park'ın dik bakışları bana dönmüş, ardından dilini dudaklarının üstünde gezdirmişti. Birbirlerinden uzak duruyorlardı ve sanırım ciddi bir konuşmanın arasında dalmıştım odaya.

İnanın, zerre kadar umrumda değildi.

"Bay Park, sizinle bir şey konuşabilir miyim?" dedim kapıya yaslanıp bir elimi cebime koyarken. Bay Park'ın eşi zordan bir şekilde gülümsemiş, başıyla onaylamıştı. O sırada Bay Park'ın sesini duydum. "Tabii Yoongi, konuşabiliriz."

"Ama ikimiz." dedim kadına sırıtırken. Kadın bir anlığına duraksamış, ardından çattığı kaşlarıyla Bay Park'a bakmıştı çünkü böyle bir şeyi beklemiyordu. Sırıtarak onları izlerken Bay Park eşine eliyle kapıyı göstermiş, kadın oturduğu yerden kalkarken Bay Park arkasına yaslanıp bana bakmıştı. "Sorun ne, Yoongi?"

Kadın bana omuz attıktan sonra dışarı çıkmış, kapıyı da çarpmıştı. Bu da benim gülmeme neden olurBay Park'ın karşısındaki koltuğa oturup elimdeki iki dosyayı önüne atar gibi koymuştum. Elimle kıravatımı gevşetirken bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyor, önündeki dosyayla ilgilenmiyordu. "Sana sorun ne diye sordum."

"Sorun falan yok, şu iki dosyayı imzalaman lazım." dediğimde kollarını önünde birleştirip arkasına yaslandı. Hafifçe sırıtması, benim de sırıtmama neden oldu. "Yoongi, şaka mı yapıyorsun sen? Bunun neresi özel? Jiwoo'yu neden çıkardın dışarı?"

"Çünkü o kadını sevmedim." dedim. Asla yalan söyleyecek biri değildim ve şu an karşımdaki adamdan zerre kadar korkmuyordum. Bunu onun karşısındaki oturma şeklinden bile anlayabilirdiniz. Bacak bacak üstüne atmıştım ve koltuğa yayılır bir şekilde oturuyordum. "O da seni sevmedi." dedi gülerek. Masasında duran onlarca kalemden birini almış, kapağının olduğu kısmı dişlerinin arasına sıkıştırıp kapağını açmıştı. "Sevmesine de gerek yok."

Beni cevaplamak yerine önündeki kağıtlara dik dik bakarken kaşları çatılmıştı. "Yoongi." dedi dudaklarının arasındaki kalem kapağını eline alırken. "Bunda imzalanacak bir şey yok."

Omuz silkmiş, arkama yaslanmıştım rahat bir tavırla. Cevap vermeyişim, anlamadığını belli edercesine dudaklarını ıslatmış, kollarını önünde birleştirmişti. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Dalga geçiyor gibi mi görünüyorum?" dediğimde gülmüş, kalemin kapağını kapatıp masasına bırakmıştı. "Derdin ne?"

"Derdim falan yok." dedim sessizce. Parlatıcının esir aldığı dudaklarını ıslatmış, oturduğu masadan kalkıp yanıma yaklaşmıştı. Pür dikkat onu izlerken karşıma geçti ve tekrardan kalçalarını bacaklarımın üstüne yerleştirdi. "Bence senin derdin bu."

"Hm, öyle mi dersin?" dedim sırıtırken. Beni tanıyordu, ne istediğimi biliyordu ama umrumda olmadı. Kollarımı beline sardım ve onu biraz daha kendime çektim. Kucağımda olduğu için benden yüksekte duruyordu ve burnum boynuna yaslı bir haldeydi. "Evli olmam umurumda değil." dedi belini bükerken. Kollarımla onu sımsıkı sararken dudaklarını ıslatmış, aşağı doğru kaymıştı biraz. "Öp beni."

İstediği şey kaşlarımı çatmama neden oldu. Ne yaptığımızı sorgulamam gerekiyordu, yapmak istememem, ve hatta onu durdurmam gerekiyordu ama sanki büyülemişti beni. Yüzünün, dudaklarının karşısında büyülenmiştim.

Sırttım ona bakarken.

Ardından dudaklarımızı birleştirdim.

Hiçbir şey umurumda değildi.

arkadaşlar çok da modumda sayılmam, bölüm kısa ve kötüydü üzgünüm ama yapabildiğimin en iyisi buydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

arkadaşlar çok da modumda sayılmam, bölüm kısa ve kötüydü üzgünüm ama yapabildiğimin en iyisi buydu. umarım anlayış gösterirsiniz. sizi seviyorum, iyi günler dilerim<3

bedmate or boss : yoonmin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin