16 | "Baba?"

6K 449 414
                                    

#özel bölüm#

Kucağımda uyuyan minik bebeği biraz daha sıkı tutmuş, ufacık burnuna ve tombul yanaklarına birkaç öpücük bıraktıktan sonra önüme dönmüştüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kucağımda uyuyan minik bebeği biraz daha sıkı tutmuş, ufacık burnuna ve tombul yanaklarına birkaç öpücük bıraktıktan sonra önüme dönmüştüm. Zaten dosya incelemek yeterince zordu benim için, üstüne bir de kucağımda uyuyan Minji işleri daha da zorlaştırıyordu. Derin bir nefes alıp vermiş, imzamı atmam gereken son yere de atarken tıklatılan kapıyla bakışlarımı kaldırmıştım. "Efendim," dedi Nayeon, bir yandan kucağındaki dosyaları taşımaya çalışıyordu. "Bir sonraki toplantıda ortaklara dağıtılacak olan dosyalar, Bay Min istemişti."

Jimin'in artık Bay Min olarak tanınıyor olması gülümsememe neden oldu ve sessiz olmaya dikkat ederek "Tamam," diye mırıldandım. "Masaya koy, Jimin geldiğinde onları ayarlar."

Nayeon tatlı bir şekilde başıyla onayladı ve dosyaları masanın üzerine bıraktıktan sonra odadan çıktı. Sırtımı sandalyeye yaslayarak gerilemiş, tüm masumluğuyla uyuyan kızımı izlemiştim bir süre. Normalde onu asla bu şirketin, kargaşanın arasına sokmak istemezdim ama bakıcısı rahatsızlandığı için birkaç gün bizimle olacaktı. İki yaşına daha yeni girmiş olmasına rağmen çok daha küçüktü, üstelik kollarımın arasında iyice büzülmüş bir şekilde duruyordu. İşaret ve orta parmağımı birleştirmiş, dış tarafını onun yanağına götürmüştüm. "Güzel kızım benim." 

Ona doğru eğilip alnını öperken kapı bu sefer biraz daha büyük bir gürültüyle açıldı ve Jimin girdi görüş açıma. Sarı saçları dağılmış, beyaz gömleğinin yakaları açılmıştı ve yorgun gözüküyordu. Kapının gürültüsü yüzünden Minji bir süre hareket etmiş, derin bir iç çektikten sonra uyumaya devam etmişti. Jimin ise o sırada kapıyı yavaşça kapatıp yanımıza gelmişti bile. 

"Uyandırdım mı?" dedi elindeki kağıtları masaya bırakırken. Kafamı iki yana sallamış, gülümsemiştim hafifçe. Minji bana iyice sokulduğu için yüzü gözükmüyordu. Jimin eliyle saçlarını geri itti ve "Ah, Tanrım." diye mırıldandı. "Çok yoruldum, eve gidelim."

"Gideriz şimdi." dedim ve bebeğime çevirdim bakışlarımı. Onu evlat edineli neredeyse altı ay olmuştu ama hâlâ dokunmaya, sevmeye korkuyordum. Bir elimle yavaşça sırtını okşarken Jimin'in bağırmasıyla irkilmiş, anında kafamı kaldırıp gözlerine bakmıştım. "Prensesim!"

Minji önce yüzünü buruşturdu, ardından yavaş bir şekilde araladı gözlerini. Kafamı eğip gözlerine bakmış, hafifçe gülümsemiştim ona ve aynı gülümseme Minji'nin dudaklarında da yer edinmişti. Yattığı yerden doğrulup kucağıma oturduğunda ellerimi sırtına yerleştirdim onu desteklemek için. Odadaki koltuklardan birinde oturan Jimin'le göz göze geldiklerinde Minji sesli bir şekilde gülmüş, kollarımın arasından kayarak yere inmişti.

Paytak adımlarla Jimin'e doğru koşarken sırtımı iyice koltuğuma yasladım ve gülümseyerek izledim onları. Jimin yere eğilip kızımızı kucaklarken Minji "Baba," deyip duruyordu. Onun bu tatlı halleri o kadar hoşuma gidiyordu ki, tüm gün ara vermeden izleyebilirdim onları.

bedmate or boss : yoonmin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin