Unutmak İçin Daha Ne Yapmam Gerekiyor

290 30 19
                                    

Ahmet Batman:

"Belki de gerçek ayrılık, bir daha hiçbir yerde yüzünü görememektir."

❇️❇️❇️

Eve geldiğimden beri düşündüğüm tek şey o adamlar kim ve beni neden arıyordular. Ben böyle düşüne düşüne Odanın içinde dolaşıp duruyordum. Derin bir nefes alıp yatağa oturdum.
Düşüncelerimi bir kenara atıp yatağa uzandım.. Gerçekten bazen düşünmek iyi gelmiyordu bana, kafayı yiyecek gibi oluyordum. Telefonumu yatağın başından alıp galeriye girdim. Fotoğraflara bakmaya başladığımda gözlerim çoktan dolmuştu.
Ne acı hala onu unutmamak.
Ne çok canım yanıyor,
Onsuz bir hayat sürmek, gerçekten çok acıydı.
Bana aptal, gurursuz diye bilirsiniz, onun bana yaptıklarından sonra, bıraktığı enkazdan sonra hala onu seviyor oluşuma kızabilirsiniz. Ama aklıma söz geçiremiyorum, kalbimden atsam aklımda kalıyor. Beş yıldır nasıl? İyimi? Yaşıyor mu? Sağlığı nasıl? Diye düşünmekten kendimi düşünmez oldum. Lütfen vazgeç demeyin, ben o olmadan da seviyorum onu, kendimi de o severmiş gibi seviyorum.

Telefonu bir kenara atıp tavanı seyre daldım ..gözlerimi kapatıp uykuya dalmam gerekiyordu ama her gece gördüğüm kabusu görmekten korkuyordum. Tarığın beni terk edişi geliyordu gözümün önüne, sonra babam denilen adamın bize ihaneti, ve meleğimin ölümü.. Her şey çok acıydı.
Gözümden süzülen yaşlar yatağı ıslatırken gözlerimi yavaş yavaş kapatıp karanlığa gömdüm kendimi.

❇️❇️❇️❇️

Sabah ter içinde kalarak uyandım. Yatakta doğrulup gördüğüm rüyayı düşünmeye başladım. Rüyama giren Tarık yada babam değildi, rüyama giren Ferzandı. Nasıl olmuştu bu, nasıl bir bağlantı olabilirdi. İnsan bilinç altında kalan şeyleri görmez mi genellikle. Nasıl olmuştu sadece adını bildiğim kişi rüyama girmişti. Gerçekten bu tuhaftı. Yataktan kalkıp lavaboya gidip ayılmam için yüzüme su serpiştirdim. Tam olarak ayrılmış sayılmazdım ama yine de iyi gelmişti. Havluyla yüzümü sile sile odaya girdim. Havluyu bir kenara bırakıp saçlarımı toparlayıp yatak odasından çıktım. Mutfağa doğru ilerleyip dolabı açtım aç değildim ama yine de atıştırmak istemiştim. Dolaba baktığım da Kahvaltılık bir şeyler bakmıştım ama gördüğüm hüsranla dolabın kapağını kapatmıştım. Yemek yemediğimden ötürü küflenmişti yemekler.
Bir bardak su içip tezgaha yaslandım.
Kapının çalmasıyla mutfaktan çıktım. Evin kapısı bir daha çalınca kapı deliğinden bakıp "kim o" diye seslendim.
"elektirikçi" diyince kapıyı açtığımda, adamların içeriye girmesi bir olmuştu. Siyah takımlı adamlardan biri kapıyı kapatıp kolumdan tutup salona doğru sürükleyip koltuğa fırlattı .

"sizde kimsiniz, ne istiyorsunuz benden" diye bağırdığımda içlerinden biri yanıma yaklaşıp düştüğüm yere çömeldi.
"bak elif doktor, bizler çok tehlikeli adamlarız, sağımız solumuz beli olmaz" diyip saçlarıma dokunduğunda başımı geri çektim. İğrenç ellerinden çekip yüzümü yana çevirdim.
"Ferzan ağaya sen bakıyorsun demi, ameliyatını da sen yaptın, başarılı bir doktorsun" diyip el bileğimi tutu, sıkarak "Ferzanı öldüreceksin, bunu sen yapacaksın"

"ben insan öldürmüyorum, insan yaşatıyorum, bu iğrenç tehtitinizi de alıp defolun gidin evimden."diyip başımı dik tutum..

Elindeki bileğimi koparırcasınsa sıkmaya başladığında çığlık atmaya başladım.
" Ferzan ağayı öldüreceksin yoksa bu evini ve seni yakarım "diyip cebinden çıkarttığı ilacı uzattı bana........

Ferzan dan:

Dünden beri daha iyi durumdaydım. Elif doktor ilgilenmişti. Zaten yaşama sebebimdi.. Bir can borcum vardı ona. Yataktan yavaş bir şekilde doğrulup oturur bir vaziyete gelmiştim.

CAN KIRIKLARIWhere stories live. Discover now