33.BÖLÜM

673 39 10
                                    

Tekini başka bir kadınla görmemin ve arkadaşlarımla yaptığım konuşmanın ardından 3 ay geçmişti. karnım gün geçtikçe büyümeye başlamıştı bile hafif bir çıkıntı olsada orada canımı ,kanımı ve kendi parçamı taşıdığımı hiç unutmuyordum hoş bebegim kendi varlığını her seferinde fazlasıyla hatırlatıyordu, ama bundan hiç şikayetçi değildim hatta sürekli şükrediyordum bebeğimin varlığına eğer bebeğim olmasaydı tutunucak bir dalım olmazdı, birşeyler için artık çabalamazdım,hayata küs bir kadın olarak devam ederdim çünkü artık terk edilmeyi kaldıramıyordum. insanların beni anlamamasına dayanamıyordum,hayatan çok şey istemedim aslında sadece sevilmek ve mutlu olmak istedim ama hayat bana ne sevilmeyi nede mutlu olmayı layık gördü bende artık hayatla savaşmayı bırakmak üzereydim ki mucizemi ögrendim. Bebeğim hayatıma girmiş bir mucizeydi artık bebegim için çabalıycaktım onun mutluluğu için elimden geleni yapıcaktım sadece ki bunları yapmaya başladım bile sarpın yardımıyla güzel bir iş buldum , artık düzenli bir işim düzenli bir hayatım vardı sabah 9 da mesaim başlıyordu akşam 5 tede bitiyordu günümün geri kalanında bebek bakımları hakkında kitaplar,dergiler okuyordum ,küçük giysiler örüyordum bazen oyuncak bebeğin altını degiştirip öğrenmeye çalışıyorum. bu duruma arkadaşlarım çogu zaman gülsede bazen ciddi bir şekilde ögrenmeye çalışıyorlar ee teyze ve dayı olmak öyle kolay degil gerçi onlar benim ve bebegim için zaten çok çabalıyorlar.hergün çeşit çeşit yemekler yapıyorlar, aşermeme rağmen saat başı canımın bir şey çekip çekmediğini soruyorlar,sürekli yanı başımdalar ve en büyük destekçimler. iyi ki varlardı iyi ki onlar benim dostumdu yoksa bugün bebegi ve kendi için dimdik ayakta duran bir kadın olmazdım. Bugün bile beni yalnız bırakmamışlardı bebegimin konturolüne gelirken bile hepsi yanımdaydı aslında yanımda olmaları iyi olmuştu çünkü yalnız hisetmek istemiyordum en özel günümde olsunlar istiyordum onlarda sanki bu düşüncemi hissetmişler gibi gelmek için baya ısrar etmişlerdi. telefonumun çalmasıyla masamdan alıp arayan kerimle gülümsemem dahada büyürken yanıtladım
-kerim
-Açelya hazırsa kapının önündeyim.
-saat kaç ki?
-16:59
-1 dakka var mesaimin bitmesine.
-ee o birdakada anca çantanı hazırlarsın hem hepimiz geldik seni bekliyoruz.
-tamam hemen geliyorum.
-dikkatli gel merdivenlerden inerken
bıkın bir şekilde nefes aldım
-peki kerimcim dikkat ederim.
diyip telefonu kapatım hızlı bir şekilde çantamı tolayıp aşağıya inmeye başladığımda hepsinin kapının orada toplandığını görüp gülümsedim.
-merhaba
sarp muzip bir ifadeyle
-sonunda ya.
-çokmu bekletim sizi.
ezgi araya girip
-yok canım bekletmedin bu sarp abartıyor herşeyi biliyorsun.
sarp suçlu bir çocuk gibi gözlerimin içine bakıp
- ben çok merak ediyorum cinseyitini ondan biraz heyecanlandımda.
hepimiz sarpın bu haline kahka atıp yolla koyulduk kısa bir yolculugun ardında klinige gelmiştik doktor başlarda bu kadar kalabalık giremesiniz desede bizimkiler o kadar ısrar etiki kadın kabul etmek zorunda kaldı. sonunda uzandıgımda gömleğimin bir kaç düğmesini açıp yukarı doğru kıvırdığımda doktor elindeki jeli hafif çıkık olan karnıma sürüp makinayla karnımda hafif daireler çizmeye başladığında ekranda beli olmayan bazı görüntüler yansıdığında anlamaya çalışır şekilde hepimiz oraya odaklanırken Ezgi elindeki kameayla herşeyi kayda alıyordu.
-evet hazırmısınız.
kafamı beli belirsiz saladığımda doktor gülümseyerek makinada bir tuşa bastığında hayatımda boyunca duyduğum en güzel melodiyi o zaman duydum bebeğimin kalp atışları o kadar tuhaf birşey ki bunu nasıl tarif ediceğimi bile bilmiyorum tek bildiğim birşey var o da bu sesin bana huzur verdiği.
-evet şimdide cinsiyetine bakalım.
doktorun söylediği şeyleri bile tam anlamıyordum aklım hayla bebeğimin kalp atışlarındaydı
-bebeğimiz kendini gizliyor.
doktorun gülümseyerek kurduğu cümleye selim gülümseyerek cevap verdi
-aynı annesi.
selimin söylediğiyle hepimiz gülmeye başlarken doktor elindekiyle hayla karnıma dairlere çizmeye devam ederken bir anda eli durdu ve bana dönüp en içten olduğunu düşündüğüm bir gülümseme sergilerken.
-tebrik ederim bebeğiniz oğlan.
hepimiz bir birimize bakarken dolan gözlerimi daha fazla tutamadım ve serbest bıraktım
-oğlum.
o kadar farklı duyğuydu ki tarif edilemiyecek bir şeydi . göz yaşlarım bu sefer ne kederden ne üzüntüden bu sefer mutluluktandı oğlumun bana verdiği mutluluktandı

üzülme can! doğruysan zarar gördüm deme . bil ki iyiler mutlaka kazanır.......

Okyanus gözlüWhere stories live. Discover now