on dokuz

1.4K 122 10
                                    

Masal bütün ailesiyle yalıya dönerken sessizdi. Harika bir düğün olmuştu. En az kendi düğünü kadar gülüp eğlenmiş, kurtlarını dökmüştü. Osman Ege gecenin yarısı olmasına rağmen işi çıktığını söyleyince Masal Karan ve Hakan'ın arabasına binmek istemişti.

Hakan neşeyle arka koltukta oturan kadına döndü. "Ne iyi ettin de bize katıldın Gülsün Abla. Biz iki kere kız verdik. O eve dönmek çok zor oluyor. Hem bizim de aklımız sende kalacaktı. İyi oldu." diyordu.

"Ya sağ olun Hakancım. Gerçekten ben de kardeşimin birkaç gün daha kalacağını düşünüyordum ama eniştenin kalbi var. Kalsa bana dert gitse ona. İyi oldu." dedi kadın. Bir taraftan da burnunu çekerek ağlıyordu.

Karan cebinden şık bir mendil çıkarıp arka koltuğa uzatırken, Masal da Gülsün Hanım'ın omuzuna yaslandı. "Ağlama Gülsün teyzem ya. Bir de şöyle düşün. Kızın mutlu. Çok iyi bir adamla evlendi. Tamam evden gitti ama bir gidecek önce iki sonra üç, hatta belki dört kişi dönecek. Evin yine kahkahalarla dolacak. Balca evlendiğinde biz de böyle ağladık zırladık, bak şimdi karnı burnunda mutluluktan ayakları yere değmiyor. İnan onu böyle görmek dünyanın en güzel şeyi." diyordu.

"Çok tatlı bir kız. Maşallah. Kocasıyla da çok yakışıyorlar. Ateşle de ne ağlaştılar ama."

"E onlar çok yakınlar." dedi Masal. "Okulda da birliktelerdi. Balca üniversitedeyken Elif teyzelerde kalıyordu. Karan Amcam sonra o üçüncü sınıftayken İstanbul'a yerleşti mezuniyete kadar. Balcasına kıyamadı."

"Yine mi kıskançlık küçük fare?" diye sordu Karan. "Sen ihtiyar zamanımıza geldin. Hem Osman Ege düzenini kurmuştu artık. Yoksa seninle de kalırdık." dedi.

Gülsün "En çok Osman Ege'yi seviyorsunuz değil mi?" diye sordu Karan'a. "Ona bakışınız bir farklı sanki."

Karan düşündü bir süre. "Sevgi demeyelim. Balca ilk göz ağrım. Neredeyse bizimle büyüdü. Asla o kadar sevemem diye düşünürdüm. Öyle bir aşk. En çok bu sıpayı severim aslında ama Osmanıma karşı zaafım ayrı. Bu tekne kazıntısı son bebeğimiz. Kendini sevdirir. Bir bakmışsınız sizi avucuna almış." Bu sırada Gülsün başını dizlerine uzatmış çoktan uyuyan kıza şefkatle bakıyordu.

"Uykuya dayanamaz yine de birimiz  hasta olsak uyuyamaz. Eşek sıpası." diyerek Hakan da katıldı Karan'a. "Ama Osman Ege başka tabi. Nasıl diyeyim sırtımızı yasladığımız dağ gibi, kardeş gibi evlat gibi bambaşka bir şey. Bizim çocuğumuz yok. Buna çok önceden karar verdik. Ne Karan ne de ben istemedik. Yeğenlerimiz vardı. Onlar yetti de arttı valla saçımdaki bütün beyazlar Balca dan hatıra."

Karan direksiyon başındaki tek aşkına gülerek bakıp, tıpkı yirmi beş yaşındayken yaptığı gibi saçlarını karıştırdı. Sonra "İnsanın çocukları çok başka oluyor Gülsün. Büyüyorlar ama böyle seni de büyütüyorlar. Şunlar büyüdü büyüyeli bana huzurla uyku uyumak haram mesela. Tam her şey yoluna girdi diyorum. Büyüğü arıyor; 'amca hamileyim'. O bir doğuracak biz burada kaç doğuracağız Allah bilir. Ortancası her dakikası ayrı aksiyon. En küçüğü desen bir nazlı Gül işte. O solmasın diye biz kabız oluyoruz. Ama her şeye de değerler. İstesinler üçü için de canımı veririm." dedi.

Kadın mendili tekrar gözlerine götürürken, bu ayrılığı kendisini en iyi anlayacak insanların yanında karşılamanın buruk sevincini yaşıyordu.

Masal yalıya geldiklerinde uyandı. Bahçede saate rağmen kurulan masa, çoktan kıyafetlerini değiştirmiş ailesi gülmesine neden oldu. Her şartta cümbüşü neşeyle kucaklayan kalabalığa ilerleyip, "Ya kim şimdi banyoydu pijamaydı uğraşacak. Annea hala yenge biriniz beni yıkayıp giydirsenize." diye esneye esneye söylenerek bir sandalyeye çöktü.

Şeytan Tüyü (Tamamlandı) Korunun Çocukları Final KitabıWhere stories live. Discover now