³👑 '𝑩𝒂𝒍𝒍 𝒐𝒇 𝒕𝒉𝒆 𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍𝒔'

141 14 3
                                    

~Balo günü~

Bir kaç gün önce öğrendiğim şeyle pekte şaşırmamıştım. Hangi Kraliçe olsa aynısını yapardı. Hiç bir şey olmamış gibi sadece susmuştum. Asıl görevim Kraliçe'ydi. Onun bir sırrı vardı Taeyeon'un söylediğine göre. Onun en yakını olmam gerekti ki bana sırlarını söylesin. O yüzden bu olay işime yarayacaktı. Sohee'nin planını öğrenmiştim. Ladysiyle birlikte balo gününden bahsettiklerine emindim. Soojin'e gidip olanları anlatacaktım bana inanmayacaktı. Sonra da Prenses'in Taehyung ve kızı görmelerini sağlayacaktım. Kraliçe'de böylece benim doğru söylediğimi anlayacaktı. Tek bir sorun vardı. Kız kimdi bilmiyorduk.

"Sence kim olabilir?" dedi Momo.

Omuz silkip ayağı kalktım.
"Bilmiyorum. Seninde baloya gelmen gerek. Sohee'nin peşinde ol kesinlikle bu geceden bahsediyorlar."

"Yani kız Prens Taehyung'a bu gece mi yaklaşacak? Sence bu saçma değil mi?
Orda binlerce insan olucak. Prens okulundan gelenler bu okulda ki kızlar. Diğer dört krallıkta ki krallar herkes burda olucak."

Elbisemi düzelterek gülümsedim.
"O yüzden bu geceyi seçtiler. Bir sürü Prens olucak. Prens Taehyung kimin umrunda? Hele ki baloya Prens Yoongi geliyorken. Prens Taehyung sadece bir ezik. Kızın avına düşücek. Sohee'de bunu istiyor. Ah zavallı Kraliçe ne kadar aptal bir torunu var."

Momo'nun gözleri anında büyümüştü. "Hey Lalisa, Taeyeon'un dediği gibi fazla akıllısın. Ama bir prens hakkında böyle konuşma. Bu lanetli okulda yerin kulağı vardır. Bizi öldürtmek mi istiyorsun?"

Gülmeye başladığımda sadece göz devirmekle yetinmişti. Momo'yla çok iyi anlaşıyorduk burdaki diğer kızlar perilerine köle gibi davranırken biz çok yakın arkadaş olmuştuk. Jennie ve Rosé balo için fazla heyecanlıydılar. Birazdan onlarla buluşucaktım. Aynaya bakıp kahküllerimi düzelttim. Artık gidebilirdim.

Odanın kapısını açtım. Koridorda bizden başka bir kaç tane kız daha vardı. Gitmelerini bekledikten sonra odadan çıkarak koridorun sonuna doğru yürürüm.
"Momo hadi git biri görmeden."

Kafasını sallayıp açık olan camdan çıkarak saraya doğru uçtu. Saraya perilerin girmesi yasaktı. O yüzden temizlikçi tutuyorlardı. Sihirle daha kolayken temizlikçi tutmaları bu kadar saçmaydı işte. Merak ettiğim bir şey daha vardı. Periler neden saraya giremiyorlardı? Ütopya beklediğimden de gizemli bir yerdi.

"Lisa napıyorsun burda?"

Korkuyla arkamı döndüğümde karşımda Rosé'yi görmüştüm.
"Hiç bir şey aşağı kata iniyordum hadi gidelim yeterince geç kaldık zaten."
Koluna girip merdivenlerden yürümeye başladım. İçim içime sığmıyordu. Bu gece olaylı olacaktı.

|

Genç kız elindeki minik aynaya tekrar bakarak saçlarını düzeltti. Arkadaşları geç kalmıştı. Neredeyse okulda ki herkes buradaydı. Birazdan balo başlayacaktı. Genç kız eteğini nazikçe toplayarak saray kapısından dışarıya çıktı. Bahçede dolanırken gözü ön kapıdaydı. Gelmeleri gerekti. Başlarına bir şey mi gelmişti yoksa?

"Daha balo başlamadı neden içki içiyorsun? İçerde olman gerekiyor."

Bankta içki içen adama baktı. Neden bu kadar içmişti? Adam suratındaki sırıtışla konuştu.

"Sen bana emir mi veriyorsun? Kimsin ki? Benim kim olduğumu biliyor musun?"

"Neden herkes aşağılayıcı konuşmak zorunda? Banane kimsen. Prens okulundan olduğun çok belli. Prensim deme yemezler."

Göz devirip kapıya tekrar baktı. Hâlâ gelmemişlerdi. Ve şuanda sarhoşun tekiyle konuşuyordu.
"Ben Prens Suho'yum."

"Ne?"

ꪊ𝓽ꪮρ𝓲ꪖWhere stories live. Discover now