"Liman Mafyasına hoş geldin, Nakahara Chuuya-kun."
Mori, Mafya binasının en üst katındaki ofisindeki masasından konuştu. Elektrikle kontrol edilen kurşun geçirmez camlarıyla loş ve geniş bir odaydı. Patronun odası Yokohama'da saldırması en zor yerler arasındaydı. Tam ortada, Chuuya neşeli bir suratla Mori ile karşı karşıyaydı.
"Davetinizden onur duydum."
Chuuya esir düşmüştü. İki eli de kelepçelenmişti ve kolları deri kayışlarla bağlanmıştı. Ayaklarında denizci düğümüyle bir zincirle bağlıydı. Normalde inşaatlarda kullanılan demir teller ayaklarına sarılıydı ve zemine sabitti. Elleri demir bir kafesin içindeydi bu yüzden yumruğunu kullanamazdı. Ek olarak gövdesinde sayısız kırmızı küpler vardı. Bu küpler bir yetenekti; Chuuya'nın hareketini engelleyen, boşluğu kısıtlayan bir yetenek.
Yetenek, Chuuya'nın yanında duran bir yetenek kullanıcısına aitti. Ancak bunca önleme karşın yetenek kullanıcısı hala gergindi. Chuuya'nın en ufak hareketine bile vakit kaybetmeden tepki vermeye odaklanmıştı. Mafyada başarılı bir yetenek kullanıcısı olsa da hataya yer yoktu.
"Dün güzel bir gösteri sergilediğini duydum." Mori masasından gülümsedi. "Astlarımızın çoğu katledilmiş. Koyun'un liderinden beklenildiği gibi."
"Ne yazık ki yoluma çıkanların sonu er geç böyle biter." dedi Chuuya büyük bir gülümsemeyle. "Eminim ki beni buraya bunun için getirdiniz, değil mi? O zamanki siyah patlama için –Arahabaki'nin kara alevleri için."
O sırada giriş kapısı aralandı.
"Affedersiniz... oh?"
Gelen Dazai'ydi.
"Hey, Dazai-kun. Seni bekliyordum."
"Ah! Dünkü pörsük velet!" Chuuya ayağa kalkmaya çalıştı. "Benimle yüz yüze gelmeye nasıl cüret edersin!?"
"Aynen, aynen. Her zamanki gibi enerjik olmana sevindim. Bense gördüğün gibi, ağır yaralandım. Büyüyen tek şey direncin mi? Yoksa yediklerin boyuna değil de bir tek beynine mi gidiyor?"
Dazai'nin başı bandajlarla sarılıydı ve sağ kolu alçıdaydı. Chuuya ile olan savaşta ve sonrasında gerçekleşen patlamada yaralanmıştı.
"Boyuma laf atma!"
"İyi, anladık... Doğrusu başkalarının görünüşlerinde kusur aramak benim için alçakça bir davranış. Bir daha söylemem, lütfen affet beni Chibikko-kun."
"Piç!"
"Tamam, yeterli!" Mori bir alkış yaptı. "Daha dün tanıştınız ve buna rağmen ne kadar iyi arkadaş olmuşsunuz. Şimdi... Chuuya-kun'un da dediği gibi kara patlamadan konuşmak istiyorum. Onu bırakır mısın, Randou-kun?"
Yanlarında duran Randou adındaki yetenekli –siyah, dalgalı saçlı ve uykulu gözlü adamın kasvetli bir yüzü vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bungou Stray Dogs Dazai, Chuuya 15 Yaş Türkçe Roman
General FictionÇeviremen(ler): @bungoustraydogs-tr /tumblr @bungoustraydogs_tr /instagram