🌼 1.Bölüm

480 191 240
                                    

Bölüm şarkısı: Yusuf Güney - Ördü kader ağlarını

BÖLÜM 1: PEÇE


🌼

NEFEL'DEN

Koşar adım avlunun arkasındaki ahıra geçtim . Arkamdan Songül ablamın da geldiğini hissediyordum ama durmadım . Bu şehirde ki son saatlerimdi ve benim "Mucizeme" veda etmem gerekiyordu. Benim bu şehirden gitmemi de zorlaştıran oydu. Bana dedemden armağan biçare atım, bu hayata ki dert ortağım. Atımın bulunduğu bölüme geldiğimde adımlarımı yavaşlattım. Ürkütmemek için yavaş bir şekilde kapısını aralayıp içeriye süzüldüm . İşte tam karşımdaydı. Siyah bir mercan gibiydi can yoldaşım, yanına vardığımda iki gözünün ortasını elimin tersi ile okşadım bu onun çok hoşuna gidiyordu.

Boyun kısmını da okşayıp yularlarından tutum ve dışarıya adımladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Boyun kısmını da okşayıp yularlarından tutum ve dışarıya adımladım. Sessizliğini koruyan Songül abla sessizliğini bozdu, "nereye Nefel ?" sorusunu es geçip adımlarımı hızlandırdım . Avludan çıktığımızda mucizemin başını okşayıp sol ayağımı üzengiye takarak vücudumu yukarı doğru çekip eğerinin üzerine oturdum. Dizginleri elime aldım, bu sırada Songül abla benimle konuşuyordu ama benim tek odağım mucizemdi. Songül abla tekrar konuşunca hafif bir şekilde ona doğru döndüm ve dinlemeye başladım; "kızım in attan ,nereye gideceksin, bak amcan gelir birazdan seni almaya." Söylediklerini bu gün defalarca yaptığım gibi es geçtim. Songül ablanın bana yaptığı peçeyi takıp dizginleri gerdim sol ayağımın topuğuyla karın bölgesine vurup, "DEH" diye bağırdım . Hareket edip oradan uzaklaştığımızda Songül ablanın arkamdan "DELİ KIZ" diye bağırdığını duydum ama durmadım .Topuğumu iki defa üst üste atın karın bölgesine vurup hızlandırdım "HADİ MUCİZEM DEH" Mardin'in dar sokaklarından geçerken insanların dönüp bakmalarını umursamadan daha çok hızlandım. Tarlaların olduğu toprak yola gelince yol ayrımında sola gidecekken atımın şaha kalkmasıyla neye uğradığımı şaşırdım. Esen rüzgarla gözüme kaçan toz taneleri ve atın hırçınlaşmasıyla dudaklarımın arasından istem dışı dökülen korku nidalarına engel olamadım. Dizginleri elimde tutamıyordum .Taktığım peçenin düğümü açılıp uçunca yakalayamadım .Sadece atımın üstünde durmaya ve atımla konuşup sakinleştirmeye çalışıyordum ; "sakin ol mucizem " ama hiçbir işe yaramıyordu . Neden bu kadar ürktüğünü anlamıyordum başımı eğdiğim an önümüzden geçen siyah yılanı görmem ve atın şaha kalkıp dört nala koşması bir oldu.

...

YİĞİT ESVET'EN ;

Mardin'in çıkışındaki tarlalardan birini satın almak için konuşmaya gelmiştim, uzun süre olmuş bu memlekete ayak basmayalı. Hoş fazla kalıcı değilim ama insan her ne olursa olsun özlüyor tohumlarının yeşerip filizlendiği toprakları .Ama benim için bu şehir ben 12 yaşındayken babam öldüğünde küle döndü. Buraya yılda 1 -2 defa, bir haftalığına gelirim. O da küçük amcamın ısrarların dolayı. O bir haftada da buradaki şirket ve arazilerle uğraşırım . Düşüncelerimden sıyrılmama İsmail bey'in sözleri sebep oldu ; "beğendin mi tarlayı beyim?" .Hafifçe başımı sallayıp cevap verdim "beğendim beğenmesine de İsmail bey bu toprak fazla verimsiz ,kaç yıldır işlenmemiş? Toprak kaç metreye kadar da kuru, bu toprak 3-4 yıldır işlenmemiş değil mi?" Yusuf da söylediklerime katılınca İsmail beye döndük , adam kızarmaya ve kem küm etmeye başladı.Tam o an da atla hızlı bir şekilde biri geçti .

Toprağın havaya savrulmasıyla arkamı döndüm ; kırmızı şifon bir gömlek ,yüzünde peçesi ,gece karası saçlarıyla bir peri kızı fırtına gibi geçti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Toprağın havaya savrulmasıyla arkamı döndüm ; kırmızı şifon bir gömlek ,yüzünde peçesi ,gece karası saçlarıyla bir peri kızı fırtına gibi geçti. Ben şaşkınca 'bir kız nasıl böyle korkusuzca ata yel gibi biner 'diye düşünürken, Yusuf'un sesiyle silkelenip ona döndüm; İsmail beye soru soruyordu "bu kız Aksulardan Şerif'in yeğeni değil mi, şu kimsenin tanımadığı?" İsmail bey ellerini arkasına bağlayıp konuştu , "Büyük ihtimalle o. Buradaki herkesi tanırım, deli gibi atı sürüşüyle nam salmış ama kimse ismini dahi bilmez." Pür dikkat İsmail beyi dinlerken, Yusuf çapkın bir gülüş ile bana baktı ve , "Abi ne gizemli kız değil mi ,benim acil şu kızı tanımam lazım ,çokta güzele benziyor ,gördün mü saçlarını beline kadar of beee." Söyledikleri kaşlarımın çatılmasına sebep oldu, sert bir ses ile "Kes zevzekliği Yusuf! Kızın yüzünün görmeden güzel olduğuna nasıl bu kadar emin oluyorsun ?" " Duruşundan belli kardeşim .Görmedin mi asaleti , hem sen neye kızdın bu kadar?" Bu çocuk uslanmazdı .Sabır dileyip toprağa eğildim, bir miktar toprak alıp avuçlarımda ovuşturdum; tam soru soracaktım ki tiz bir çığlık duydum .Etrafıma bakınırken sert bir rüzgar esti . Gözlerimi rüzgarın etkisiyle savrulan tozlardan korumak için elimin tersiyle örttüm. Tam o anda siyah bir peçe ayaklarımın dibine düştü .Ben şaşkınca peçeyi ellerime aldım ve inceledim bu o kızın peçesiydi .Dikkatimi çeken peçenin en alt sol kısmında büyük harfle yazılmış "N" harfi ve nakşedilmiş bir papatya figürüydü. Peçeyi ceketimin iç cebine koyup ayağa kalktım tekrardan etrafa bakarken Yusuf'a döndüm, " Biri çığlık attı duymadınız mı?" Yusuf başını sağa sola sallayıp konuştu ; "Hayır Yiğit ne çığlığı, hadi amcan bekler gidelim geç olmadan." Başımı salladım ama etrafıma da bakınmayı es geçmedim .Avuçlarımda kalan toprağı silkeleyip İsmail beye döndüm, " bu tarla hakkında amcamla konuşurum son söz ikinizin." dedim .Tokalaşıp arabaya doğru adımladık.

✨✨✨

.
.
.

🌼Merhaba hepinize 🙋

🌼 Ve evet biliyorum ilk bölüm kısaydı ama böyle olması gerekiyordu diyeyim çünkü düğümlerin bağlandığı bölüm daha fazla uzatamazdim 🤷

🌼Nasıldı ilk bölüm ?

🌼 2'nci bölümde neler olacak sizce ?

🌼Yorumlarınızı bekliyorum ve 2'nci bölümde görüşmek üzere 🙋

Instagram hesabim : @mmarilis_

🌼Alıntıları paylaşacağım esen kalın 🥰

NEFELWhere stories live. Discover now