𝑆𝑒𝑝𝑡 -𝑀-

1.6K 161 218
                                    


Smut.

Dudaklarımız öyle büyük bir tutkuyla buluşmuştu ki, o an tüm irademi kaybetmiştim. Ne düşünmem veya nasıl hareket etmem gerektiğini bilmiyordum.

Jimin'in elleri saçlarımda dolanıp ara ara sıkıca tutarken, benim ellerim kontrolsüzce bedeninde dolanıyordu. Belinde, kalçasında, her yerinde...

Bir anda dizlerinin üstüne yükselip beni yatağa itti, sırtım yatakla buluşmadan saliseler önce üzerimdeki ince kazaktan kurtulup yere atmıştı. Ben nefes nefese onu izlerken, o bana bakmayıp kendi kazağından kurtulmuştu. Ardından yeniden üzerime eğilip birkaç saniye gözlerime bakmış, çok beklemeden yine birleştirmişti dudaklarımızı.

Dudakları dudaklarımda sertçe hareket ederken, ara ara inliyorduk dudaklarımıza. Jimin rahat durmayıp kasıklarını kasıklarıma sürtmeye başlayınca onu daha da bastırdım kendime. Bir elimi ensesine koyup dudaklarını daha da bastırdım dudaklarıma.

Bir anda, bana sertçe sürtünüp seslice inlediğinde kendimi tutamayıp onu altıma aldım. Kısa bir anlığına dudaklarımız ayrıldığında burunlarımız birbirine değerken fısıldadım,

"Peki ya ben sana bağımlı olursam?"

Bana cevap vermeyip dudaklarını yeniden dudaklarıma bastırdığında bu sefer ben sertçe sürtündüm ona. Öyle güzel inlemişti ki, o an bayılabilirdim.

Dudaklarımızı ayırıp boynuma yöneldiğinde elim ensesine gitti istemsizce, çıldıracaktım...

Beni derin derin koklayıp boynumu daha da burnuna bastırıyordu, diğer eli ise sırtımı sertçe tutuyor, tırnaklarını geçiriyordu. Bundan dolayı hissettiğim zevki bile tarif edemezdim.

Üstün olmaya çabalıyordu, fakat o ne kadar çabalarsa ben de o kadar çabalayacaktım. Aramızdaki cinsel çekim, rekabet ile birleşince daha da güçleniyordu. Kendimi kaybetmeme çok az kalmıştı.

Dudaklarımız yeniden birleşirken kesik bir nefes aldım, Jimin her şeyiyle nefesimi kesmeyi başarıyordu.

Bir anda yerlerimiz yeniden değiştiğinde istemeden güldüm hafifçe, o kadar rekabetçiydi ki...

"Bu rekabet seni daha da istememe sebep oluyor Jimin."

Jimin, mırıldanarak güldüğünde tek kolumu başımın altına koyup alt dudağımı ısırarak izledim onu. Kasıklarımda oturmuş, elleri karnımdan aşağıya inerken hafifçe gülümseyip kışkırtıcı bakışlar bırakıyordu bana.

Sırıtmaya devam ederken, elleri kemerimi bulduğunda kalbimin hızlandığını hissettim. Nefesim düzensizleşmişti.

Pantolonumu ve iç çamaşırımı çıkarmadan erkekliğimi çıkarıp sıvazlamaya başladığında dudağımı daha sert ısırdım, kesik bir nefes alıp gözlerimi yumdum.

"Bu daha hiçbir şey Jeon."

Dudakları erkekliğimle buluştuğunda derince inledim. Beklemeyip tamamen ağzına aldığında ise gözlerimi açıp ona baktım baygın bakışlarımla. Bir anda tüm gücümü çekmişti sanki.

"Jimin, yeter."

Dudaklarını çekip sıkıca tuttu bu sefer, "Bana dayanamıyor musun?"

Övülmek istiyordu, ona istediğini vermeliydim.

"Dayanılmazsın." Yerimde doğrulup burun buruna gelmemizi sağladım, "O kadar kusursuzsun ki."

Gülümseyerek alt dudağını ısırdığında, hafifçe gülümseyip dudaklarını dudaklarıma hapsettim. Mıknatıs misali çekiyorduk birbirimizi.

Stendhal Syndrome |Kookmin| ✔️ Where stories live. Discover now