< 16 >

821 74 87
                                    

Gon hiçbir şekilde hissettiklerini dile getiremiyordu. Çocukluğundan beri beraber olduğu o güzel insanların öldüğü düşüncesi onu tam anlamıyla delirtmişti. Şu an ise tek yapabildiği şeyin beklemek olduğu gerçeği acıyla yüzüne çarpıyordu. Kite bir planları olması gerektiği konusunda ısrar etmişti. Gon ise sabırsızca bekliyordu.

Bu bakışlar ve duruşuyla beraber herkesi kendisinden uzak tutmayı başarıyordu

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Bu bakışlar ve duruşuyla beraber herkesi kendisinden uzak tutmayı başarıyordu. Killua bile ona yaklaşmaya cesaret etmemişti. Gon şu an her an patlayabilecek gibiydi. Mito adadaki insanların sayımını yaparken bir kişinin bugün görüldüğünü fakat şu an eksik olduğunu fark etti.

"Retz?"

(Retz burada Balina Adası'nda yaşayan ve Gon'la yaşıt olan tek kişi. Anlayacağınız gibi Gon için fazlasıyla değerli biri. Eğer Retz'i tanımayan olursa HxH'nin ilk filmi olan 'Phantom Rogue' dan bir karakter. Gerçekten killugon dolu bir filmdi âşığım ona izlemenizi tavsiye ederim~ aşağı Retz'i bırakıyorum. Um, bir de ufak bir spoiler bırakabilirim sanırım. Retz ve Gon'un birbirleriyle küçük bir geçmişi var :)

 Retz ve Gon'un birbirleriyle küçük bir geçmişi var :)

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Gon'un bakışları Mito'ya döndü hızlıca. Ardından gözleri direkt insanlarda gezdi.

"Retz?"

Herkes etrafına bakarak Retz'i aramaya başladığında Gon artık kalbinin atışını bütün vücudunda hissediyordu. Sinir ve stresten dolayı titrerken ayağa kalktı. Killua ise dikkatle onu izliyordu. Gon için endişelenmeye başlamıştı.

"Retz yok!"

Mito bağırarak konuştuğunda Gon'un titremekte olan dişleri birbirine çarpıyordu. Gözleri normalden daha farklı bir renk almıştı.

Killua'nın aksine sanki onun göz rengi sinirlendikçe açılıyordu

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Killua'nın aksine sanki onun göz rengi sinirlendikçe açılıyordu. Yumruk yaptığı elini sertçe yere vurduğunda yerde derin bir çatlak oluştu. Herkes sessizce Gon'un oluşturduğu çatlağa dehşet içinde bakarken Gon kanayan elini umursamadan ayağa kalktı.

"Daha fazla bekleyemem."

"Gon-"

"Daha fazla bekleyemem!" diye tekrar etti kendisini Gon. Tabii bu sefer sesini fazlasıyla yükseltmişti. Killua onun gözlerinde yanan ateşi fark etti o an. Gon'un adımları adaya yöneldiğinde Kite onun kolunu tuttu.

"Gon, Gon!"

Gon olduğu yerde durdu ve bekledi. Kite derin bir nefes verip elini onun omzuna güven vermek istercesine koydu fakat söylediği sözlerin Gon'un sinirini sadece daha da şiddetlendireceğinden haberi yoktu.

"Üzgünüm, ama hepsi gitti. Şimdi kalıp devamını düşünmemiz gerekiyor."

Gon aniden beklenilmeyen bir şey yaparak arkasını döndü ve Kite'ın yakasını tek eliyle tuttu. Bunu yaptığı anda aurası tavan yapmış gibiydi. Kite bu hararetli gücü fark ettiğinde afalladı.

"RETZ BU KARAR ÇABUK PES ETMEZ! O BELKİ DE ORADA CAN ÇEKİŞİYOR VE SADECE BEKLEMEMİ Mİ SÖYLÜYORSUN KİTE? O HALDE BENSİZ DEVAM EDİN! ONU ÖLÜME TERK ETMEYECEĞİM!"

Gon Kite'ın yakasını bıraktığı gibi adaya ilerledi. Görülemez hızıyla giderken Killua son zamanlarda geliştirdiği 'İlahi Hız' gücünü kullanarak aurasını yeniden elektriğe dönüştürdü ve hızla Gon'un peşine takıldı. Bu güçle belki de saniyede yüzlerce kilometre gittiğinden Gon'u yakalaması zor olmadı.

"Kendini öldürteceksin Gon!"

Gon onu duymamazlıktan gelerek koşmaya devam etti. Adaya geldiğinde bakışları etrafında gezdi. Eskiden insan ve neşe dolu olan bu ada şu an sadece sessizliğe gömülüydü. Gon bakışlarını etrafta gezdirirken Killua ona yaklaştı.

"Gon! Böyle baştan savma hareket edemezsin! Ölürsen kimseye yararın dokunmayacak!"

"Ölmeyeceğim." dedi Gon düz bir sesle. Bedeni hızlandı ve adayı turlamaya başladı. Son zamanlarda o da Hatsu'yu çalışarak kendisine has bir saldırı üretmişti fakat hiç düşman üzerine denememişti. Bu denemek için harika bir fırsattı. Gon adada hızla gezmeye devam ederken karşısında çıkan kelebek kanatlı adama baktı. Saldırı aura bedenine temas ettiği anda gözleri dehşetle açıldı. Bu... kana susamış, kötü aura karşısında afalladı. Karşılarındaki Kraliyet Muhafızı olan Pouf'tan başkası değildi. Sarı saçlarını kendini beğenmiş bir tavırla geriye savurdu.

"Hoş geldiniz, değerli yemekler. Sizler ender insanlardan olmalısınız. Kraliçe sizi gördüğünde çok memnun olacak."

"Bende seni gördüğüme çok memnun oldum."

Gon yumruğunu sıktı ve arkasına alıp sinirle kelimeleri tekrar etti. Kelime sayısı arttıkça elinde topladığı auranın gücü de o kadar artıyordu.

"Taş, kâğıt, makas..."

Yumruğunu koşarak Pouf'a geçirdiğinde Pouf kaçma zahmetinde bile bulunmadı. Killua korku ve şaşkınlıkla olanları izlerken Gon'un yumruğu Pouf'a denk geldi. Fakat tek yaptığı birkaç adım geriye atması olmuştu. Gon'un kaşları daha da çatıldı.

"Sıra bende."

Killua hızını kullanarak Gon'u kucakladı ve direkt oradan uzaklaştı. O hızla ilerlerken Pouf renkli kanatlarını açmış, süzülerek onları takip ediyordu. Killua gücünü son zerresine kadar kullanarak kaçarken hissettiği itme kuvveti üzerine dengesini koruyamadı ve yerde yuvarlanmaya başladı. Bedeni ağaca çarpacakken onu tutan kollar buna engel olmuştu.

"Git, Killua."

Gon onu bırakıp gücünü ayaklarında topladı ve havalandı. Pouf'u gördüğü gibi çokta gelişmiş olmayan salgıç yeteneklerini kullanarak geliştirdiği 'taş, kâğıt, makas' saldırısını Pouf'a yöneltti. Pouf darbeleri rahatlıkla engellerken Gon derin bir nefes verdi.

"Seninle uğraşacak vaktim yok."

Hızlı bir şekilde gözden kaybolmak adına harekete geçtiğinde Killua'yı titreyerek Pouf'a bakarken buldu. Yanına ilerledi ve omuzlarını tutup kendisine bakmasını sağladı.

"Sana gitmeni söyledim Killua. Ada'yı terk et. Ben iyi olacağım."

Killua kendisine geldi ve bakışlarını sarının tonlarına yakın olan gözlerde gezdirdi.

"Hayır, beraber gidiyoruz."

"Gelemezsin."

"Bence gelebilirim."

"Git Killua! Uzaklaş!"

Gon sesini yükselttiği sırada Pouf'un saldırısını fark etmemişti. Killua onun beline sarıldı ve Gon'un bedeni biraz yana kaydırdı. Salgıç saldırısını yanlarından geçtiğinde Gon kaşlarını çatarak tepelerinde duran Pouf'a baktı.

"Sizi kraliçeye sunacağım."

Kanatlarından tozlar uçuşmaya başladığında Gon ve Killua hızla altından çekildiler. Gon bakışları Pouf'tayken Killua'ya hitaben konuştu.

"Yanımda geleceksen bir söz vermelisin."

"Ne?"

"Ölmeyeceksin Killua. Söz mü?"

Killua kararlılıkla gülümsedi ve konuştu.

"Söz veriyorum Gon, ölmeyeceğim."

self sacrifice || killugonTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang