Konsey

263 17 37
                                    

(INK)

Boşlukta Error'ın kucağında oturmuş onunla konuşurken bir yandan'da mavi ipler ile oynuyordum

"Peki yani.... Gerçekten... Beni seviyorsun? ama kendini benim için uygun görmüyorsun çünkü bir Ruhun yok... bundan dolayıda Suçlu mu hissediyorsun?" error çenesini başımın üstüne koydu, sivri çenesini başıma batırdıkça canımı acıtıyordu.

"Yani.. Evet biraz öyle..." İstemeden titreyerek konuştum...

"ƗNꝀ SɆN ǤɆɌÇɆꝀŦɆN..."

Artık ruhumun olmadığını bildiğine göre, benden uzaklaşmak isteyecek anlaşılan bu büyünün sonu'da buraya kadarmış... En azından bi an bile olsa onun tarafından sevilmek.. Çok güzeldi..."

"ŦȺM ɃƗɌ ȺⱣŦȺŁSıN !"

"n-nE"

"B̸u̸n̸u̸ g̸e̸r̸çe̸k̸t̸e̸n̸ b̸i̸l̸m̸e̸d̸i̸ği̸m̸i̸ d̸üşün̸üy̸o̸r̸d̸u̸n̸ h̸u̸h̸?" Sesi sinirden mi mutluluktan mı bilmiyorum ama kulağa çok fazla... Garip geliyordu? Sanki içi taşla dolu bir teneke kutusu ile konuşuyormuşum gibi hissediyorum...?
Sesinin fazla bozulduğunu kendiside fark edince boğazını temizlemek için kafasını benim başımın üzerinden çekip öksürmeye başladı.
İyice temizlenince ise tekrar konuşmaya devam etti.

"Tanrım ink... Gerçekten bir Aptalsın! Seninle yıllardır savaşıyorum ama sen ruhunun olmadığını bilmediğimi düşünüyorsun?! HAH!"

N-Ne yani biliyormuydu? Bundan rahatsız olmadı mı yani bunu bile bile kimseye birşey anlatmadı, ama daha önemlisi bunu bilerek benden hoşlandığını itiraf etti?

"A-ama madem biliyordun... Neden? "

"NEdemek istiyorsun?" Sesi eski haline gelmeye başlarken konuşmaya devam etti... Beni şaşkın bir surat ifadesi ile ona açıkşama yapmak zorunda bıraktı... HARİKA!

"Demek istediğim... Madem ki benim ruhsuz olduğumdan haberdardın.. Neden yinede beni sevdiğini söylesin?!" Gözlerimin dolmaya başladığını hissediyorum. Kucağından otururken başımı yukarı kaldırıp o'nun gözlerinin içine baktım, ifadesi aynıydı göz yaşlarını daha fazla tutmayı başaramadım ve sesizce ağladım... Arada küçük hıçkırıklar kaçarken ellerimle yüzümü olabildiğince kapatmaya çalıştım... Ama gözyaşları parmaklarımın arasından kayıp yere düşüyordu

"Anlamıyor musun, Error?! Ben sahte duygular ile doldurulmuş bir İskelet yığınından başka bir şey değilim... Ş-Şu anda akan bu göz yaşları onlar bile sahte h-hiç bir şey gerçek değil sana'da yalan söylemek istemiyorum sevdiğim kişiye yalan söylemek istemiyorum... L-Lütf-en"
Sesim okadar titriyordu ki ben bile ne dediğimi anlayamıyorum...

O sırada iki uzun kolun beni arkamdan sardığını hissettim, ve kocaman ellerin benim ellerimi tutup yüzümden çektiğini, "E-Error?" Hala ağlamaya devam ederken o beni duymazlıktan gelerek iyice beni kendine koruyucu bir pozisyonda çekti, "eğer şimdi konuşursak daha fazla üzülebilirsin... Önce senin sakinleşmeni bekleyelim tamam mı?" Fısıldayarak söyledi bende başımı evet anlamında yumuşakça salladım... Ve ben ağlamaya devam ederken o elleri ile yanaklarımdan akan göz yaşlarını temizliyordu, yani en azından temizlemeye çalışıyordu... Ve bir yandan da kulağıma hoş bir melodi mırıldanıyordu.

Ağlamam iyice sesizleştiğinde melodi ve yanaklarımda nazikçe dolaşan parmaklar'da kayboldu. Bir an için sırf devam etmesi için ağlamaya devam etmeyi geçirdim içimden.

"Daha iyimisin şapşal?"

"E-Evet... Sanırım..." Şapşal demesine aldırmadan konuştum. Bana sıkıca sarılmayı bıraktı ellerimi tutup:

Üzgünüm...Where stories live. Discover now