BÖLÜM 9

205 54 115
                                    

Beren'in hüzünlü bakışlarının üstümde olduğunu bildiğim halde bilmemişcesine kahvaltı etmeye devam ediyordum. Yanındaki sandalyenin çekilmesiyle Beren'in bakışları da üstümden kalkmış oldu.

Kendini sertçe sandalyeye bırakan Sarp'a döndüm.

"Günaydın,"dedi. Ceketinin kollarını düzelterek.

Soluk ve tatsız bir ses tonuyla
"Günaydın"diyebildi Beren.

Sütlü gevreğime defalarca kez daldırdığım kaşığı tekrar daldırarak ben de "Günaydın" dedim.

Sırt çantası fermuarı sesi işittiğimde gevrekten gözümü çekerek ne yaptığına dikkat kesildim.

Beren ellerini pempe yanaklarına koymuş o da benim gibi Sarp'a bakıyordu.

Çantasından çıkardığı gazeteye benzeyen bir çeşit kağıdı masaya serdi.

Soru işaretli gözlerle Berenle birbirimize bakarken Sarp'ın boğazını temizlemesiyle göz temasımız sona erdi.

"Bitirdim sonunda."

"Ne ki bu?"dedi Beren.

"Binanın krokisi."

"İyi de, bizde var ki zaten?" dedim masumca.

Yandan ufak bir gülücük beliriverdi yüzünde bilmişce.

Bu ifadesine karşılık şüpheyle kaşlarımı çattım.

"Bir daha bak istersen, Mesela..." dedi ve eliyle üstünde yazı bulunmayan küçük bir odayı gösterdi.

Hızlıca cebimden bize verdikleri krokiyi çıkardım ve masada bulunan krokinin üstüne serdim.

Gösterdiği oda bize verdikleri krokide bulunmuyordu. Kaşlarım çatık kalmaya devam ederken Beren'de rahat tavrını bir kenara koymuş, ciddiyetle durumun farkına varmış gibi görünüyordu.

Sarp tekrar bir odayı daha işaret etti kroki üzerinden ve çantadan bir kalem çıkartıp kapağını dişiyle bir çekişte açtı. Gösterdiği yerleri kırmızıyla yuvarlak içine aldı.

Eline kalem tutmak o kadar yakışıyordu ki. Keşke burada değilde bir kütüphane de tanışmış olsaydık. Kitapları kurcalarken çarpışma sonucu yere savrulan kitaplar ve onları toplamak için eğilip birbirine dakikalarca kesintisiz bakakalma durumundan bahsetmiyorum tabiki. Zorlandığım derslerde yardımcı olmak adına birlikte çalışsaydık mesela. Onun dilinden anlamamak mümkün olmazdı sanırım.

Sandığımdan çok daha zeki çok daha pratik düşünceli biriydi. Körü körüne bağlı kalmaya değil sürekli şüpheci yaklaşarak doğru yolu bulma eğilimindeydi. En sevdiğim özelliği asla pes etmeyişi ve pratik zekasıyla ince detayları bile fark edebilmesiydi.

Hayran hayran ona dalıp gitmişken elini gözüme doğru şıklatmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

"Dinliyor musun beni?"

"Evet. Ne diyordun en son?"

"Bu kırmızı işaretlediğim yerlerden biri yangın çıkışı." dedi krokideki yerleri ince uzun parmaklarıyla tekrar işaret ederken.

"Sizce hangisi?" dedi ikimize de teker teker bakıp.

İşaretlediği odalara baktım. Biri merdiven altında, biri koridorun ortalarında, diğeri ise tam kenarda.

Kenarda olan odayı parmağımla gösterdim.

"Burası mı?"

Kaşları havalandı kafasını onaylar anlamda öne eğerken.

ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin