"Bir bugün var bir de yarın ! Sonra.. sonra bitiyor." dedi Can lüle saçlarını geriye doğru atarken ,ela gözler neşeyle gülümsüyordu. Midesi hala biraz ağrıyor olsa da zar zor da olsa ayaklanabiliyordu şimdi.
"Ne yapmak istiyorsun,seni bu Fareli Köy'den hemencicik kaçırayım söyle bana." dedi Güven.
"Eşyalarını toplamaya başlasan iyi olur Güven. Gerçi istediğimizi alabilecek her şeyimiz olacak ama bilirsin senin için manevi değeri olan her hangi bir şey,gerisini çöpe at. Gideceğimiz yerde çok daha iyileri bizim olacak."dedi Can ona.
Dikkatle dizdikleri janga taşlarını çekerken devirmeleri ile beraber bir küfür savurdu ikisi de .
"Amma beceriksiz herifleriz be Can'ım Ciğerim!" dedi Güven kahkahayla karnını tutarken.Can ona bir omuz atıp itelerken dudak büzüp "Kendi adına konuş ! Ben dizdim bir kere,ben diziyorum sen bozuyorsun be Kavalcı." diyerek homurdanıyordu küçük bir çocuk misali.
Güven telefonuna gelen mesajla beraber irkildi.
"Yarın geliyorum kanka, her şeyi hallettim. Yarın evdeyim. Bu gece bineceğim" 12.04
Güven bıkkın bir nefes vererek iç geçirdi "Şimdi seni saklamamız gerekecek ,Fareli Köyün diğer kavalcısı da gelmek üzere. O pis yere dönmeni istemiyorum Can ,bir daha asla. Oraya dönemezsin. Eren'i gerekirse bir gün bağlarım odaya ama senin doğum gününe yarım gün bir gece varken her şeyi mahvetmesine izin veremeyiz." dedi homurtuyla.
Can onu onaylarcasına kafa salladı.
"Anla beni Güven,00.00 a kadar asla. 29 Ağustos bittiğinde ve 30 Ağustos başladığında ancak. Ama o zamana kadar kimsenin bu hayali mahvetmesine izin veremem."dediGüven onun burnuna bir öpücük kondururken lâcivertleri ışıldıyordu.
"İzin vermem... beraber mutlu olacağız biz. Son bir kaç gün ondan sonrası dağlar denizler,kanarya yabani kırlara kanat çırpacak. "dediCan onun ellerini sıkıca tutarken "Yuvasız çalı kuşunun yuvası da burada olacak her daim."dedi onun ellerini kendi göğsü üzerine bırakırken.
"Kanaryalar ve muhabbet kuşlarının ,hatta bütün kuş türlerinin kafesine ayna koymak çok zararlıdır." diyerek açıkladı Can.
Güven kaşlarını çatarken "Niçin akıllım? Kendini yalnız hissetmiyor. Hem bak salıncağı var,zili var. Gaga taşı var ,ballı çubukları ve boncukları var. Eğleniyorlar orada. Hele bide tekse ,mis gibi diğer kuşla anlaşacak mı anlaşamayacak mı derdi de yok ." dedi Güven.
Kendisinin minik bir "Maviş" sahibi olduğu zamanlara gidiyordu. Tabi bilirsiniz,mavi renkli bir kuşun adı elbette ki Maviş olmalıdır. Kimin aklına gelir ki! Eh,Güven de kendini 8 yaşında bir dahi sanmıştı uygun isim bulunca...
Can ona parmağını sallayıp "Olmaz ! Çok tehlikelidir. Karşısında gerçek bir kuş var zanneder. Çünkü kendini tanımıyor,algılayamıyor kediler ve köpekler gibi kendi aksini. Şayet onun kafesine ayna koyarsan bir müddet sonra onu başka bir kuş sanıp arkadaş olmaya çalışır,bazen kur yapar. Kuşlar nasıl flört eder biliyor musun?" diye sordu Güven'in kucağına oturup boynuna gömülürken.
Güven üzerindeki kuş tüyü kadar hafif çocukla birlikte kızarırken,bu temas onun içini titremişti. Can kollarını onun boynuna dolarken nazikçe sırtını sevdi Güven.
"Böyle mi?" dedi Güven alayla,güzel çocuğun gıdısından bir öpücük çalmıştı şimdi. Can kahkaha ile onu yanıtlarken kocaman ela gözlerini ona doğrulttu. Pembe dudaklar büzüldü.
"Hayır akıllım ! Ağızlarına kusarlar. Yavrularını beslerken yaptıkları gibi. Yedikleri şeyleri öğütüp,birbirinin ağzına verirler böylece." dedi bilmiş bir tavırla.
Güven suratını ekşitirken "Eee?"dedi.
Can omuz silkti "Yani sen aynayı koyarsan,kuş onu başka kuş zannedip ağzına kusmak ister. Tabi ki aynaya kusar böylece. Daha sonra ne olduğunu anlamaz ve kabından yemek yerine aynadaki artığı tekrar tekrar yer. Böylece kursak iltihabı olur ve ölür. "dedi.
Güven onu yalandan kucağından itiklerken "Lan oğlum içim kalktı sabah sabah,kusmuk kusmak diye diye. Manitayız biz farkındasın dimi? " dedi kahkaha atarken.
Can kıkırdarken "Tamam sustum ,sustum. Ama sen sen ol aynalara çok güvenme. Kustururverir !"
Güven onu kucağına yatırıp saçlarını severken, Can şiddetle kasıkları ve midesini tuttu. İnleyerek yerinde doğrulurken eliyle yüzünü kapatıp soluklanmaya çalışıyordu.
"Yine mi o korkunç mide ağrısı ? Eczaneye gidebilirim. Sen iyice saklan. Ben mide hapı falan bulurum bir yerlerden. Şimdi böyleyse,yolculukta kim bilir nasıl sızlar Can ?" dedi.
"Assos..." dedi Can acıyla gülümserken.
"Ne olmuş oraya?"dedi Güven onu kucaklayıp yatağa taşırken. Pamuk kadar hafifti bu güzel yüzlüsü.
"Oraya gideceğim. Tabi sen de gelirsin yanıma. Nasıl bir yerde yaşayacağım biliyor musun?" dedi beraber yatağa uzanırlarken.
Güven gözlerini kapatıp sıkıca Can'ın ellerini tuttu.
"Söyle bana kafesteki kanaryam,nasil bir yerde yaşamak istiyorsun. Nerede kanat çırpacaksın?" dedi.Can heyecanla dilini şaklattı ,aynı şekil kolları üzerine uzanıp kıkırdadı gözleri kapalı.
"Yemyeşil ağaçlar olacak. Toprak öyle güzel kokacak ki hele yaz yağmurlarında buram buram. Kah çam kokusu gelecek kah gürgen. Pek sevmem ama belki iğde ağaçları bile olur ne dersin? Önümde senin gözlerin kadar lacivert yakamozlu bir deniz uzanacak. Yıldızlar aynı göz bebeklerinin içi gibi ışıldayacak. " diyerek ellerini birbirine doladı.
" Beraber kanat çırpacağız " dediyle yorgun bir gülümsemeyle midesini tutarken. "Acıyor." diye inledi.
Güven koca ellerini onun karnına koyarak okşadı minikçe. Can ona gülümserken iç çekerek ,uzaklara baktı.
"Ama sen dokununca geçiyor hemencicik. Heyecandan oluyor hep. Ama daha fazla heyecanlanınca da geçiyor. Garip!"Güven ona sokulurken saatler süren sohbetlerinin sonunda saate baktı.
"Saat geldi.. Bugün 29 Ağustos. Yarın ilelebet gideceğiz bu iğrenç yerden ,valizlerimi toplayacağım. " dedi ayaklanarak."Doğum günü pastanı ben yapacağım!" dedi valizi hizla çekerken acıyla midesini tutan çocuğa.
"Tatlı yapmayı bilmiyorsun ki ama "dedi gözleri dolana kadar kahkaha atan Can.
"Muzlu puding ve büsküvi!" dedi Güven neyi var neyi yoksa valizlerine geri tıkarken.
- Merhaba kuzuşkolar Güven ve Can'a veda etmek için son 2 bölüm. Güzel mi güzel kokulu ağaçlar arasında son bir sahneleri olmasın mı ? Olsun ! Sizi seviyorum ❤
YOU ARE READING
Divane ve Virane (bxb)
Teen Fiction"Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat."