12

602 55 29
                                    


Medya: Arctic Monkeys - Do I Wanna Know?

--------------

"Harry!" Hermione yanındaki kızıl saçlı çocukla içeri girdi. "Üzgünüm daha önce gelemedik. Öğretmen hemşirenin ilgileneceğini söyleyip izin vermedi." Yatakta Harry'nin yanına oturdu. "Nasılsın?" 

Esmer çocuk kafa salladı. "İyiyim. Biraz üşütmüşüm sadece." 

Genç kız kaşlarını çattı. "Sabah gayet iyiydin?" Harry gergince gülümseyip omuz silkti. Gerçekten üşütmemişti ama kıza Draco'nun ona dokunmayacağını düşündüğü için panik atak geçirdiğini söylemeyecekti tabi. Neyse ki Hermione üstünde durmadı. "Birisi gelip seni alacak mı?"

Harry kafasını iki yana salladı. "Annem çalışıyor. Ayrıca o kadar kötü hissetmiyorum." Hermione babasını sormadı onun yerine Harry'e bir sonraki derse de gelmeyip dinlenmesini kendisinin öğretmene haber vereceğini söyleyip vedalaştı. Sonuçta ders arası sadece 10 dakikayı ve Hermione derse geç kalmak yerine ölmeyi tercih ederdi. Onun kızacağını bilen Ron, Hermione
çıktıktan hemen sonra Harry'nin kulağına eğildi.

"Hey Harry, Koç Moody hastayken antrenmana katılmana izin vermez ama benchten izleyebilirsin." Daha sonra garip bir yüz ifadesiyle ensesini kaşıdı. "Tabi kötü hissediyorsan eve gitmelisin." Diye ekledi.

Harry hafifçe kıkırdadı. "İzleyebilirim sanırım." Ron'da samimi bir şekilde gülümsedi ve arkadaşının sırtını patpatladı.

Odadan çıkmak üzereyken aklına bir şey gelmiş gibi döndü. Sesini olabildiğince alçalttı. "Sana bunu söylediğimi Hermione'ye söyleme olur mu? Sinirlendiğinde çok korkutucu oluyor."

Harry kahkaha atarak onayladı. Ron da el sallayarak arkadaşını soğuk odada yalnız bıraktı. Sessizdi. Draco'nun az önce odayı dolduran düzenli nefes alışverişleri yoktu veya arkadaşlarının tatlı gürültüsü. Onun yerini hemşirenin az önce açtığı klimadan gelen beyaz gürültü ve masanın üstündeki saatin tiktakları almıştı. 

Harry biraz daha uzandıktan sonra doğruldu. Düğmelerini geçirmeye başladı. Draco yaralarını görmemişti ya da görüp umursamamıştı. 

Onu çok özlemişti. Draco'nun bugün ona dokunduğunu düşündükçe içi yanıyordu. Derin bir nefes verdi. Yorgundu ama sarışınla daha fazla vakit geçirmek istiyordu. Birkaç öpücük olsa bile onu tekrar görmeliydi.

Antrenmana kalmaya karar verdi.

********

Harry, Moody'e haber verdikten sonra çantasıyla beraber sahanın yanındaki banka oturdu. Herkes koşmayı bitirmiş ısınıyordu. Draco hariç. O -koç gerek olmadığını söylemesine rağmen- maçta batırdığı için kendini cezalandırıp 5 tur daha atacağını söylemişti. Üstelik şaşırtıcı bir şekilde bütün takımdan özür dilemiş ve top toplayıcı olabileceğini de söylemişti. Her ne kadar Draco'ya kızsalar da kolay kolay gururunu kıracak şeyler söylemeyen arkadaşlarının onlardan özür dilemesi herkesi rahatsız etmiş, o yüzden ufak tefek şakalarla buna gerek olmadığını söyleyip sırtını patpatlamışlardı. Tabi sarışını koşudan vazgeçirememişlerdi. 

Draco koşuyu bitirdikten sonra biraz su içmek için Harry'nin oturduğu bankın yanındakine bıraktığı su şişesini aldı. Dişleriyle kilidi kaldırıp kafasını geriye atarak suyu yudumladı. Pembe dudakları şişenin ağzını kavradı ve ademcik elması aşağı yukarı hareket etti. Ter damlaları çizilmiş gibi görünen boynunu ıslatıp ışığın yansımasına sebep oluyordu. Harry de susamaya başlamıştı.

Sarışın içmeyi bırakıp ona bakan Harry'le göz teması kurdu. Yanakları hafifçe kızarmış olan esmer Draco'nun ona baktığını fark edince daha çok utanarak gözlerini kaçırdı.  Takım arkadaşları buradayken hoşlandığı çocukla ilgili fantezi kuruyordu. Kafasını iki yana salladı ve hala ona bakan sarışınla ilgilenmiyormuş gibi yapmaya çalıştı. Ta ki sarışın ona yürümeye başlayana kadar. 

Harry beklemediği harekete karşılık şaşkınca gözlerini sahadan ayırıp yanında dikilen uzun çocuğa çevirdi. Draco'nun ayakta Harry'nin de oturuyor olması aralarındaki boy farkını arttırmış. Esmerin kafasını normalde attığından daha geri atmasına sebep olmuştu. Bunu fark eden Draco çocuğun dizlerinin dibine çöktü. Bu sefer o yukarı bakıyordu.

"Nasılsın?" dedi su şişesini kapatıp Harry'nin yanına bırakırken. "Ah, gayet iyiyim. S-sen nasılsın?" Draco soruyu duymazdan gelerek elinin tersini çocuğun alnına koydu. "Evet, ateşin yok. Eve gitmeliydin. Niye antrenmana kaldın ki?" Harry gergince güldü. 

Seni tekrar görmek istedim.

"Annem işten geç dönüyor. Evde sıkılırdı-" Sarışın sanki kendisi sormamış gibi cevabı dinlemeden ayağa kalktı. Harry onun hareketlerini takip etmeye devam etti. Kaslı bir yapısı olmasına rağmen vücudu yine de çok estetik duruyor ve zarif hareket ediyordu. Sanki attığı her adım bir ritme göreymiş gibi. Onun çelimsiz ve kendini saklamaya çalışan vücudunun aksine onunki dikkat çekmeye alışık ve dik duruyordu. Yunan heykelleri gibiydi. 

Harry kendini özgüvensiz hissedip kollarını etrafına sandı. Draco'nun onu sevebileceğini düşünmek ne kadar saçmaydı. Onun yanında çok çirkin kalıyordu. Onu hak etmiyordu.

"Üşüyor musun?" Düşünceleri sarışından gelen yumuşak ses tonuyla bölündü. Ve o cevap veremeden omuzlarına bir hırka bırakıldı. "Dışarıda oturmamalısın. Hava bugün normalden daha soğuk." Harry, Draco'nun hırkasından gelen parfüm kokusuyla sarhoş olmuş bir şekilde cevap verdi. "Burada iyiyim." 

Sarışın karşı çıkmak üzereyken sahadan birisi oyuna başlayacaklarını haber verdi. Draco kafa salladı ve tekrar Harry'e döndü. "Önünü geçir." Esmer çocuk dediğini yaptı ve karşılığında bir gülümseme kazandı. Draco'nun uzun parmakları oturan çocuğun saçlarının arasına girdi ve hafifçe karıştırdı. Daha sonra arkasına bakmadan sahaya koştu. 

Harry'nin kalbi deli gibi çarpıyordu. Birbirlerine birçok kez dokunmalarına rağmen sarışından gelen masum bir dokunuş onu büyülüyordu. O an Harry etrafındaki soğuk havayı hissetmedi ya da arkadaşlarının bağırışmalarını duymadı. Sadece kulaklarındaki hafif uğultu, Draco'nun kokusu ve parmaklarının saçlarında bıraktığı his vardı. Birkaç saniyeliğine de olsa onun dünyası olmuştu. Kendisine bile faydası olmayan sarışın dengesiz bir çocuk onu kurtarabilir miydi gerçekten? 

Büyük geldiği için sadece parmak uçlarını açıkta bırakan hırkaya baktı. Sağ kolu bilinçsizce yukarı çıkıp az önce sarışının dokunduğu yere gitti. 

Saçlarını bir daha asla yıkamayacaktı.

------------ 

Whaddup party people. Bölümün editini pek detaylı yapmadım. Hatam varsa affedin.2K olmuşuz teşekkürler. 

Neyse see ya.


Heavenly || DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin