24

312 14 25
                                    

Selamm. Çok çok uzun bir süre geçti. Biliyorum. Ve özür dilerim. Son bölüm içime sinmemişti. Bu yüzden tekrar yazmak istedim. Ama sanırım ilk versiyonu en iyi versiyonuydu. O yüzden bunu atmaya karar verdim. Beğenirsiniz diye umuyorum. <3

*******

"Bok gibi görünüyorsun." Dedi Cedric Draco'nun morarmış göz altlarını işaret ederek.

"Uyuyamadım."

Tabi ki uyuyamamıştı. Harry'nin attığı tokadın sızısı, gücü tükenmiş ellerinin savurduğu yumrukların göğsündeki hissi, çocuğun acı veren hıçkırıkları...

Hepsini hala yaşıyormuş gibiydi.

"Harry bugün yok mu?" Suratına soğuk su gibi çarpan soruyla tekrar arkadaşına döndü. Dudaklarını araladı ama cevap verecek gücü bulamadı kendinde. Onun yerine önünde durduğu dolabın anahtarını çıkarttı cebinden. Ve omuzlarını silkti.

"Kavga mı ettiniz yoksa?"

Draco hala cevap vermiyor. Titreyen elleriyle anahtarı deliğine sokmaya çalışıyordu.

"Draco bir şey mi oldu?" Cedric'in art arda gelen soruları sarışının canını sıkmaya başlamıştı. Lanet anahtar da adeta deliğe girmeyi reddediyordu.

"Neden cevap vermiyorsun?"

"Cedric uğraşacak gücüm yok. Git başımdan." Sonunda yuvasına sokmayı başarabildiği anahtarı çevirdi ve dolap kapağını kendisine çekerek açtı.

"Ne diye tersliyorsun lan şimdi beni?"

Draco dolabın içinden yere düşen kağıt parçasını görünce zaten umursamadığı arkadaşını tamamıyla görmezden gelerek eğilip kağıdı eline aldı.

2 kere katlanmış ve biraz da buruşmuş bir zarfla karşılaşmayı beklemiyordu. Kaşlarını çatarak zarfın üstündeki düzensiz el yazısını okudu.

Harry'den Draco'ya...

******

-Önceki gün-

Harry tasasız adımlarla ve suratındaki ufak gülümsemeyle odasına çıktı. Yatağına adımlarken içinde bir örümcek olduğu için balkona çıkarttığı saksıya gözü takılınca duraksadı. Kaktüsün etrafında eskiden kuru olan toprak şimdi yeşillenmişti. Daha canlı daha mutlu duruyordu. Örümceğin ölümünü kutlar gibi. Belki de onun ölümüydü toprağın sevinip çiçek açmasına sebep olan.

Harry de ölümümün üstüne yağmurlar yağmasını ve etrafına çiçekler açmasını istiyordu. Hiç var olmamış gibi. Var oluşu çiçeklerin açışını engelliyormuş gibi. Soğuk camdan ellerini çekerek çalışma masasına adımladı. Herkesin çiçek olması için onun örümcek olması gerekiyordu.

Ölümünü kutlamalarını istiyordu. Etrafı çiçekler ve balonlarla süsleyip belki de küçük bir pasta alıp doğum gününü hiç kutlamadıkları gibi ölüm gününü kutlamalarını.

Eğer giderse. Annesi babasıyla mutlu olabilirdi. Gençlik fotoğraflarındaki gibi ona sıcacık gülümser. Ellerini boynuna sarardı.

Eğer giderse Hermione'nin endişe edecek daha az şeyi olurdu. Her kapıyı çarptığında açmak için ellerini kanatmasına gerek kalmazdı.

Eğer giderse Draco'nun...

Draco.

Gidişi Draco'ya ne verebilirdi ki?

Sorunsuzca akan düşünce trenini bozan soruya kaşlarını çattı Harry.

"Benim gidişim Draco'ya ne verebilir?"

*********

Draco'ma,

Kelebek dövmesini hatırlıyor musun? Bana değer verdiğim birisinin ismini vermemi söylemiştin. Bilmiyorsun bunu ama senin ismini verdim. Bilmediğin çok şey var...

Aslında bunu yapmayacağıma dair kendime söz vermiştim. En önemlisi de sana söz verdim. Aramızda küskünlük yoktur umarım. Sonuçta sen de bana verdiğin sözü tutmadın.

Sen bunu bulduğunda ben çoktan kendimi öldürmüş olacağım. Kendimle beraber kelebeği de... Yani bir şekilde, seni öldürüyorum. Senin de içten içe yaşamak istemediğinin farkındayım. Seninle konuşurken defalarca gördüm bunu. Aynı buruk bakışı paylaştığımızı... Benim yaptığım gibi yüksek binalara takılı kaldığını, düşünemeyecek karar yorgun düşmek için kendini antrenmanda nasıl yorduğunu, vücudunda kolayca bahane bulabileceğin tek yer orası olduğu için dudaklarında açtığın yaraları...

Senin de ölmek istediğini biliyorum. O yüzden bunu kendim için olduğu kadar senin için de yapıyorum. Senin bir parçanı öldürüyorum çünkü seni seviyorum. Kimseyi sevemediğim kadar duru ve baskısız. Bütün benliğimle.

Senin beni sevmeye cesaret edemeyen parçanı öldürüyorum. Babanın kopyası olan parçanı, annenin çaresizliğini taşıyan parçanı. Seni öldürüyorum çünkü seni çok çok seviyorum. Gerçekten hissedebildiğim tek şey sana duyduğum sevgi.

Benim güzel sevgilim, lütfen lütfen yaşa. Nefes al. Kendin için yapamadığında benim için yap.

Bir kitabevinin camlarında yansımanı izle, çiçeklerin üstünde dinlenen bir arıyı seyret, bir yaprağı kitap ayracı olarak kullan ve aşık ol. Hem de defalarca. Ama en çok da kendine.

Kendimi öldürüyorum çünkü senin benim için de yaşamanı istiyorum. Lütfen benim hayal edebileceğimden daha güzel bir hayata sahip ol.

Seni seviyorum.

Sevgiler,

Harry.

-SON-

Heavenly || DrarryWhere stories live. Discover now